Mesela bir muz potasyumun 40'nı içerir | Open Subtitles | على سبيل المثال، هذه الموزه تحتوى على بوتاسيوم 40، |
Pek sayılmaz. 19 potasyumun, 53 iyodun, 88 radyumun atom numarası. | Open Subtitles | ليس حقاً، 19 بوتاسيوم يود 53، راديوم 88 |
Böbrekler asidi kandan uzaklaştırmaz artmış asit seviyesi potasyumun böbreklerde çökmesine sebep olur. | Open Subtitles | كليتاها عاجزتان عن تصفية الحمض من الدم وارتفاع الحمض يسبّب انخفاض البوتاسيوم مما يسبّب تكلّس الكلية |
potasyumun acısız olacağını anlattım. | Open Subtitles | فشرحت له حول البوتاسيوم وكيف انه سوف يكون غير مؤلم |
O da aşırı doz potasyumun tetiklediği bir kalp kriziyle öldü. | Open Subtitles | ماتت أيضاً بنوبة قلبية من ارتفاع نسبة البوتاسيوم |
potasyumun neden olduğu kalbin durması sadece bir tanı. | Open Subtitles | البوتاسيوم المسبب للسكتة القلبية هو تشخيص لاستبعاد المشتبه بهم |
Çok geçmeden bu sodyum ve potasyumun suya maruz kaldığında patlayıcı tepki verdiğini fark etmişler havadaki eser miktardaki su ile olsa bile. | Open Subtitles | سرعان ما أدركوا أن الصوديوم و البوتاسيوم ينفجران عند تعرضهما للماء حتى مع كميات ضئيلة من الماء في الهواء |