Senin pozisyonundaki bir adam ebedi hayata inanmaz mı? | Open Subtitles | رجل في منصبك لا يعتقدون في الحياة الأبدية؟ |
şey senin pozisyonundaki çoğu insan | Open Subtitles | حسناً, انه فقط لابد أن أناس في مثل منصبك |
Senin pozisyonundaki biri onu öpüp de başına koymalı. | Open Subtitles | شخص في منصبك يجب أن يقبل حذائه |
Ve ben de geçen seneki pozisyonundaki düşüşünün başkan yardımcısı olursan görevini etkilemesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | و لنّ أدع هبوطكِ الوظيفيّ منالعامالسابق.. يؤثر على العمل الّذي أؤديه لكِ لو أصبحتَ نائب المدير. |
Ve ben de geçen seneki pozisyonundaki düşüşünün başkan yardımcısı olursan görevini etkilemesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | فيسعدني أنّ أعمل تحت إمرتكِ. و لنّ أدع هبوطكِ الوظيفيّ منالعامالسابق.. يؤثر على العمل الّذي أؤديه لكِ لو أصبحتَ نائب المدير. |
Bu göreve başladığımdan beri senin pozisyonundaki birkaç kişi ile daha tanıştım. | Open Subtitles | أتعلم لقد قابلت أشخاص ليسوا بقليلين فى مثل موضعك مُنذ أن بدأت المُهمة |
Tesadüfi bir izleyici, o tür davranışı biraz rahatsız edici bulabilir özellikle de zor bir kararla karşı karşıya kalan senin pozisyonundaki biri bunu yapıyorsa. | Open Subtitles | المراقب العادي قَدْ يَجِدُ ذلك نوع من السلوكِ المُربك قليلاً وخصوصاً يأتي ذلك ...من شخص ما في منصبك مواجه مع قرار مهم جداً |
Benim dediğim, senin pozisyonundaki bir adamın nasıl bir şey yapmama riskine girebileceği. | Open Subtitles | ما كنت أقصده، أن رجلاً في منصبك... كيف له أن يقيم مخاطر "عدم" فعل شيء معين؟ |
Ayrıca olay yerinde, senin pozisyonundaki birinin birdenbire döndüğünde döktüğü gibi pançı döktüğüne dair hiç bir iz bulunmadığını da unutma. | Open Subtitles | التى سمع فيها إطلاق النار , أيضا تذكر لم يكن هناك دليل على نبيذ مسكوب كما من المفترض أن يحدث إذا حاول شخص ما فى موضعك أن يلتف فجأة |