Ben de birkaç kez denedim bu probleme baktım, ve sonunda vaz geçtim. | TED | أنا حاولت هذا مرتين و نظرت إلى هذه المشكلة و تخليت عنها. |
Bu probleme robot teknolojisini uygulayarak 21. yüzyılın deneylerine ulaşabiliriz. | TED | يمكن جلب خبرات القرن الواحد والعشرين من خلال تطبيق تقنيات الروبوت على هذه المشكلة. |
Eğer yakın bir zamanda burada bir ev aradıysanız bu probleme aşinasınız demektir. | TED | وإذا كنتم قد حاولتم مؤخراً العثور هنا عن منزل، فأنتم إذن مطلعون على هذه المشكلة. |
Eğer çalışma hızını ve vanaları kontrol eden bu sistemleri etkisiz hale getirebilirsek, santrifüjde birçok probleme sebep oluruz. | TED | وان استطعت ان تخرب هذه الانظمة والتي تتحكم بسرعة و حركة الصمامات يمكن ان تسبب الكثير من المشاكل في اجهزة الطرد المركزي |
Bana göre cevap, probleme farklı bir açıdan bakmayı gerektiriyor. | TED | بالنسبة لي، الأمر يتطلب النظر للمشكلة من منظور مختلف. |
Herkes buna baktı ve bunun çok büyük bir probleme doğru gittiğini anladı. | TED | وينظر الجميع لذلك ويعرفون أن الأمر في طريقه لمشكلة ضخمة |
probleme duygusal bakmamalı düşman asla onlara sahip olmadı | Open Subtitles | هذه ليست مسألة عاطفية ولم تكن كذلك يوماً |
Sinekler bu probleme taşınacak türde sensörlerde de uzmanlaşmışlardır. | TED | يتميز الذباب بأجهزة الاستشعار والتي يحملونها لهذه المشكلة. |
Bir önemi var mı? İşte yine aynı probleme geri dönüyoruz. Tasarımın sanatmışcasına yanlış anlaşılması ya da tasarımcıların, sanatçı olmayı arzulamaları, kendilerine sanatçı denmesini istedikleri yönündeki o yaygın iddia. | TED | هل يهم؟ تعلمون،لمرة أخرى يوجد كل هذه المشكلة أن التصميم في كثير من الأحيان يساء فهمه للفن، أو فكرة أنه منتشر حتى أن المصممي يريدون, نطمح إليها، أود أن تسمى، فنانين. |
Size bu probleme nasıl yaklaşacağımı açıklamama izin verin. | TED | دعوني أوضح لكم كيف سأحاول حل هذه المشكلة |
Aslında, sizin büyüdüğünüz yerlerin de sahip olduğu aynı probleme sahip. | TED | في الواقع، انها بالضبط نفس المشكلة التي كانت موجودة في جميع الأحياء التي ترعرعتم فيها. |
Genel fikir ise, bir bilgisayarı yapacağı şey için talimat vermek yerine adeta verileri probleme yönelteceğiz ve bilgisayara yolunu bulmasını söyleyeceğiz. | TED | بشكل عام تكون الفكرة انه بدل من امر الحاسوب بالعمل ببساطة سندخل معلومات حول المشكلة و نخبر الحاسبة بحل المشكلة بنفسها |
Bu durum salgın hastalıklar için aşı geliştirmemizle ilgili temel bir probleme gidiyor. | TED | هذا يقودنا إلى المشكلة الرئيسية التي تواجهنا بشأن تطوير اللقاحات للأمراض المعدية. |
Bu probleme sahip tek insan biz değiliz; bu problem Batı ülkelerinin hepsinde mevcuttur. | TED | ولسنا الوحيدين ممن يعانون هذه المشكلة، هذه المشكلة تشمل العالم الغربي بأكمله. |
Bazı açılardan bir bakıma lezzetsiz ve... ...pek çok probleme sahip olan bu küçük ekmek... ...dünya'yı değiştirmiştir. | TED | هذا الخبز الصغير الذي بصورة ما لا طعم له وفيه الكثير من المشاكل قد غيّر العالم. |
Sadece diyorum ki özel muamele, bi sürü probleme sebep olabilir. | Open Subtitles | أنا فقط أقول المعاملة المميزة . تسبب الكثير من المشاكل |
Sana karşı dürüst olacağım, buraya Enkaralılar'ın karşı karşıya oldukları probleme karşı başka bir çözüm yolunu değerlendirme olasılığınız olup olmadığını konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لأكون صادقا معك أنا هنا لأرى إذا كان هناك حلول بديلة للمشكلة التي يواجهها الإنكارانس |
Demek istiyorum ki, probleme moda bir çözüm var, ki özü, benim fikrime göre; | Open Subtitles | أعني أن هناك حلاً عصرياً للمشكلة الذي في الأساس على حد رأيي |
anlarsınız ya, 21. yüzyıllık bir probleme 4. yüzyıllık bir çözüm olduğunu söyledim hep. | TED | كما دائمًا أطلق عليه؛ أنه حلٌ من القرن الرابع لمشكلة في القرن الحادي والعشرين، |
probleme duygusal bakmamalı düşman asla onlara sahip olmadı | Open Subtitles | هذه ليست مسألة عاطفية لم تكن كذلك مطلقاً |
Eğer sıcağa karşı bir yanıt hissedersen, vasküler bir probleme işaret edebilir. | Open Subtitles | إن شعرت بأي استجابة للسخونة يمكن أن يشير هذا إلى مشكلة وعائية |
Ama bu da bizi nihai bir probleme götürür: Eğer bilim, biliminsanlarının anlattığı şeyse, bu da sadece otoriteye başvurmak değil midir? | TED | و لكن هذا يؤدي الى مشكلة أخيرة اذا قال العلماء ان هذا هو ما نقول فهل هناك استئناف للسلطات |