O günlerde çoğu programcı envanter sistemleri, maaş bordrosu, fatura ödeme sistemleri gibi ana bilgisayarlar üzerine çalışıyordu. | TED | أغلب المبرمجين هذه الأيام عملوا على حواسيب مركزيّة، لبناء أشياء مثل أنظمة الجرد وأنظمة المرتبات وأنظمة دفع الفواتير. |
Bir OS geliştirildi Internetteki yüzlerce programcı işbirliği ile. | Open Subtitles | هو نظام تشغيل تم تطويره من خلال المئات من المبرمجين المتعاونين عن طريق الانترنت |
Fakat bir programcı bu işleyişin programcılık için kötü olduğunu fark etti. | TED | لكن كان هناك مبرمج واحد هو من قرر ان هذه ليست الطريقه للعمل. |
İlk düşündüğüm şey olaya bir programcı gözüyle bakmaktı. | TED | كان ذلك أول شيء فكّرت أن المبرمج سيضطلع بالقيام به. |
Moron'un tekidir. İkinci dereceden programcı. | Open Subtitles | لا يمكنها فعل شئ انها مبرمجة من المستوي الثاني |
Bu ikisi programcı. Üzerinde deneysel bir prosedür uygulamak istiyorlar. | Open Subtitles | هذان خبيران في البرمجة الحاسوبية، يريدان إجراء عملية تجريبية لك. |
Enkom'un gördüğü en iyi programcı ve o buralarda oturmuş uzay kovboyculuğu oynuyor. | Open Subtitles | أفضل مُبرمج جاء إلى شركة "إنكوم" وينتهي به الحال بلعب ألعاب رعاة البقر في أحد الملاهي |
Kim bilir, Victor büyüyünce programcı veya profesyonel bir bilgisayar bilimcisi olacak mı? | TED | فمن يدري إن كان سيكبر فيكتور ويصبح مبرمجا أو عالم حاسوب محترف؟ |
-O öldüğüne göre bir numaralı programcı siz mi oldunuz? | Open Subtitles | وبما أنّه ميّت الآن، أسيجعلكِ ذلك المبرمجة رقم واحد؟ |
The Collective'de baş programcı en yüksek fiyatı verene virüs satan bir grup tekno terörist. | Open Subtitles | الرجل كان رئيس المبرمجين في منظمة كولكتيف مجموعة مارقةٌ من إرهابيين الكنولوجيا باعوا الفيروسات لمن يدفع أكثر |
Arkamdan yakın zamanda koca bir programcı takımı ve bir yönetici işe aldı. | Open Subtitles | لقد عين لتوه فريقً كاملاً من المبرمجين و مدير من دون علمي |
Bildiğim kadarıyla, dünyadaki en iyi programcı benim. | Open Subtitles | ..أنا أعلم ذلك، لأنني ..واحد من أفضل المبرمجين في العالم |
2014 yılı sonbaharında Ross duruşmasına hazırlanırken bir grup bilgisayar korsanı, programcı ve aktivist Londra merkezindeki terkedilmiş bir dairede buluştular. | Open Subtitles | مجموعة من الهاكرز و المبرمجين والنشطاء تجمعوا وسط مدينة لندن هذا التجمع يمثل الموجة المقبلة من الانترنت الظلامي |
Bu sayede ne elde ettiğimize bakalım Biri Edinburgh'da, diğeri Entebbe'de iki programcı birbirlerinden hiç haberleri yokken, aynı yazılımın | TED | هذا له النتائج التاليه: مبرمج من ادنبره ومبرمج اخر من إنتيبي يمكننهم ان يحصلوا على نفس النسخه من نفس الجزء من البرنامج |
2008 yılında Satoshi Nakamoto takma adını kullanan anonim bir programcı tarafından kuruldu. | TED | تم إنشاؤها عام 2008 من قبل مبرمج مجهول إستعمل إسم مستعار يدعى ساتوشي ناكاموتو |
Ve sonra son olarak programcı kalp krizi geçirdiğiniz seviyeyi uyarı seviyesi olarak ayarlayacak. | TED | ثم أخيرا ، سيقوم مبرمج بتحديد مستوى التنبيه و هو المستوى الذي يدل على أنك مصاب بنوبة قلبية |
Belki de profesyonel bir sporcuya daha çok benzemeliyiz ya da ya da yorulmak bilmeyen programcı gibi veya o hırslı araştırmacı gibi olmalıyız. | TED | لذا ربما يجب أن نكون مثل هذا الرياضي المحترف، أو مثل هذا المبرمج الذي لا يكل، أو مثل هذا الباحث الحالم. |
programcı her zaman sana oyunla ilgili ipuçları verir. | Open Subtitles | المبرمج دائماً ما يعطيك دليل كنوع من المرح. |
Ben programcı değilim | Open Subtitles | أنا لستُ مبرمجة حسناً, لا بأس كل ما أريد هو خبرتك بالتعامل مع الناس |
Bunun yerine, hiç kimsenin hatırlamayacağı bir programcı olmak üzeresin. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك, أنتي في صف أن تكوني مبرمجة لا يتذكرها أحد |
Cameron, harika bir programcı, aylar önce iyi bir üniversite diplomasını ve gelecek vaat eden bir kariyeri çöpe attı. | Open Subtitles | كاميرون), المبرمجة اللامعة), بعيدة أشهر من الحصول على شهادة جامعية و مهنة واعدة في البرمجة, تركت المدرسة, |
Enkom'un gördüğü en iyi programcı ve o buralarda oturmuş uzay kovboyculuğu oynuyor. | Open Subtitles | أفضل مُبرمج جاء إلى شركة "إنكوم" وينتهي به الحال بلعب ألعاب رعاة البقر في أحد الملاهي |
Bu proje herhangi bir tasarım ödülü kazanmayacak, ve 83 yaşındaki annem kesinlikle profesyonel programcı veya bilgisayar bilimcisi olmaya niyetli değil. | TED | قد لا يفوز هذا المشروع بأي جائزة على تصميمه، ومن الأكيد بأن أمي ذات 83 سنة لا تتعلم لتصبح مبرمجا أو عالم حاسوب محترفا. |
Başkentteki programcı. | Open Subtitles | المبرمجة من العاصمة؟ |
"Linux'a destek verenleri inceledik. Çoğu yama, sadece o yamayı yapan programcı tarafından yapılmış." | TED | حسناً؟ لقد نظرنا الى من يساهمون في بناء لينكس ، ومعظم البرمجيات تم إنتاجها بواسطة مبرمجين الذين أنجزوا شئ واحد فقط. |