Ben buraya geldigimde o oldu ama simdi ailesiyle birlikte Provence kaliyor. | Open Subtitles | وكان عندما وصلت هنا، لكنه هو البقاء في بروفانس مع عائلته الآن. |
Seçeneğim olmadığı için Provence'ta yaşadığımı sanman. | Open Subtitles | انني اعيش في بروفانس لأن ليس لدي خيار آخر سواها |
Mükemmel ve kompleks olması için Provence'in yemyeşil tepelerinde yetişmiş bin yıllık topraklarda demlenmiş. | Open Subtitles | زرعت في التلال الخصبة لـ بروفانس ألف سنة من الدماء التي تشبعت بها التربة جعلتها معقدة و رائعة |
Bu aslında yaklaşık beş yıl önce Marsilya'daki Provence Üniversitesi'nden bilim adamlarıyla işbirliği içinde yapıldı. | TED | أجريت بالفعل قبل حوالي خمس سنوات بالاشتراك مع علماء من جامعة "بروفانس" في "مرسيليا". |
F. Scott Fitzgerald, aslinda yasamis Bir sure Provence onlarin ev. | Open Subtitles | F. سكوت فيتزجيرالد في الواقع عاش في منزلهم في بروفانس لفترة من الوقت. |
Bu yüzden topluca Provence'e gezintiye çıktık ki orası da daha pahalı olması dışında aynı burası gibiydi. | Open Subtitles | فذهبنا جميعًا الى " بروفانس" والتي بالتأكيد هي بالضبط تشبه المكان هنا ولكنها أكثر غلاءً |
Buraya Provence'den geldim... | Open Subtitles | لقد جئت إلى هنا من بروفانس |
Majesteleri Provence Kontesi'nin doğumuna bekleniyorlar. | Open Subtitles | يا أصحاب الجلالة أنتم مطلوبين عند ولادة (كومتيسة (دي بروفانس |
Provence bu mevsimde çok güzeldir. | Open Subtitles | "بروفانس" جميلة في هذا الوقت من العام |
Bana göre, Provence arazilerinde gezmiş bu garip, vahşi adam sadece dünyanın en iyi sanatçısı değil, ...yaşamış en harika insanlardan biriydi. | Open Subtitles | في عقلي، فإن هذا الرجلالجامحالغريب... الذي كان يجول في حقول "بروفانس" لميكنأعظمفنانفيالعالمفحسب... |
Bu ürün güneyden, Provence'tan. | Open Subtitles | هذا المنتج من جنوب , بروفانس |
Provence, Fransa Saat 05:03 | Open Subtitles | مقاطعة (بروفانس) ، فرنسا الساعة الـ 03 : |
Poulenc bizim Provence'taki en iyi istihbaratçımızdı. | Open Subtitles | بولاك) كان أحد أفضل) (معاونيننا في (بروفانس |
Provence'da lavanta yetiştirmeye ne dersin Monique? | Open Subtitles | إذاً، لما لستِ في "بروفانس" تزرعين اللافندر، يا (مونيك)؟ |
Halam Vanessa'yı ziyaret etmek için Provence'a gideceğim. | Open Subtitles | أنا ذاهبٌ لـ(بروفانس) لزيارةُ عمتي (فانيسا) |
Sanırım Provence'a gitmek istiyorum. Daha önce hiç bulunmadım. | Open Subtitles | أظنُ أنني أريد زيارة (بروفانس) لم أزورها أبداً |
Gel, Provence'a geri dönmeliyim, senin de birkaç saat içinde göreceğin biraz gazeteci olacak. | Open Subtitles | تعال، عليّ العودة لـ(بروفانس) وأنت ستقابلُ الصحفيين خلال ساعات |
Ona, Provence'da sebze bahçesi olan bir ev aldım, | Open Subtitles | ،"كارير) لديه منزل في "بروفانس) به حديقة نباتية |
O yine Provence hakkında konuşmaya başladı. | Open Subtitles | بدأت تتحدث عن مدينة "بروفانس" مرة أخرى |
Le Coin Perdu bir Provence efsanesiymiş. | Open Subtitles | (شراب (لاكوي بوردو هو اسطوره بروفانس. |