| Mr. Tenant'a Black Sands ve Yusuf Qasim ile ilgiliymiş deyin. | Open Subtitles | أخبري السيد تينانت بان الموضوع له علاقة بالرمال السوداء ويوسف قاسم |
| Benden din adamı Yusuf Qasim ile ilgili bilgi istiyordun. | Open Subtitles | أنت تريد مني لمعرفة حول ذلك رجل الدين يوسف قاسم. |
| Yusuf Qasim'ın terörist olduğuna ilişkin elinizde ne gibi kanıtlar var? | Open Subtitles | ما هي الأدلة التي لديك أن يوسف قاسم هو إرهابي على الإطلاق؟ |
| Mr. Qasim'ı susturmak için bir terörist damgası vurulmadı değil mi? | Open Subtitles | وليس صحيحا أن السيد قاسم وقد وصفت إرهابي لإسكاته؟ |
| Belirlenen kişilerden biri de Qasim'in abisi Rasheed Naasir. 27 yaşında. | Open Subtitles | من ضمن الذين سُحب منهم أخو قاسم الاكبر رشيد ناصر 27 عاماً |
| CIA'in Qasim hakkında tuttuğu dosyaları inceledim. | Open Subtitles | لقد مررت على ملف قاسم في المخابرات المركزيه |
| 2011'den önce Qasim ve Rasheed'le ilgili hiç kayıt yok. | Open Subtitles | لا أحد لديه حبه على قاسم او رشيد قبل عام 2011 |
| Gerçek adları Qasim ve Rasheed Mattar. 2008'de aileleri Taliban tarafından öldürüldüğünde kaybolmuşlar. | Open Subtitles | الاسماء الحقيقيه هي قاسم و رشيد مطر , أخوه ألذين فقدوا عام 2007 بعد أن قتل أبويهم بواسطة طالبان |
| Gibbs, Qasim'in buraya Taliban'la ilgili olarak geldiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | غيبز , أنا لا أظن قاسم هنا بالتأمر مع طالبان |
| - Hayır ama üzerinde Qasim'e ait olmayan parmak izleri buldum. | Open Subtitles | كلا , لكن لقد وجدت بصمات على المقبض التي لا تطابق قاسم |
| Yüzbaşı Landis'le ikimiz Qasim'le ilk kez burada karşılaştık. | Open Subtitles | هذه المره الاولى النقيب لانديز و انا التقينا قاسم |
| Qasim'den görevin geri kalan kısmında tercüman olarak çalışmasını istedi. | Open Subtitles | سأل قاسم للعمل جنب الى جنب معنا كمترجم للفتره المتبقيه من أنتشارنا |
| Orada olduğumuz sürece Qasim bizim için hayatını ortaya koydu. | Open Subtitles | قاسم وضع حياته على المحك من أجلنا كل يوم |
| Qasim tehlikedeydi. Onu arkada bırakamazdık. | Open Subtitles | قاسم كان في خطر لم نتمكن من أن نتركه خلفنا |
| Götürülmeden önce Qasim'i görmeme izin vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | انا أسألك ان تسمح لي برؤية قاسم قبل ان يتم أخذي بعيداً |
| Qasim'i hain ve Amerika sempatizanı olmakla suçluyor. | Open Subtitles | أدانة قاسم لأنه خائن و متعاطف مع الولايات المتحده |
| Qasim'i bulmanın anahtarıydı. Gerçek hedef o. | Open Subtitles | أنه المفتاح لأيجاد قاسم الذي هو الهدف الحقيقي |
| Eğer Qasim Kabil'de mahkeme karşısına çıkıp yargılanmazsa cezasını rehineye uygulayacağım. | Open Subtitles | أذا قاسم لم يكن في كابل لمحاكمته عقوبته سوف يتم تسليمها على رهينتي |
| Araştırmamızı izleyip Qasim'i bulmamızı bekleyecekti. | Open Subtitles | لقد كان يتابع تحقيقاتنا ينتظرنا ان نعثر على قاسم |
| Qasim'in aldığı araç olmama olasılığı var mı? | Open Subtitles | أي فرصه بأن هذه العربه ليست التي اخذها قاسم |