| Savaş bitti ve rahibelere yumurta kaynatmayı öğreteceğiz. | Open Subtitles | خرجنا من الحرب وبدأنا نعلم الراهبات كيف يسلقن البيض. |
| Doğrusu annene çok kızıyorum seni rahibelere böyle yetiştirtmiş. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحًا أنا مجنون بأمّك000 لتأجير أولئك الراهبات يربّينكي مثل الألف |
| Siz ikiniz bunu yaparsanız rahibelere haber vereceğim. | Open Subtitles | إن لم تعطونين دورين فيها فسأخبر الراهبات |
| Başrahibe, bunu öğrenirsen kalmayacağını düşünüyor. O yüzden de rahibelere bundan bahsetmemelerini emretti. | Open Subtitles | كبيرة الرّهابات تظن أنـّكَ لو علمت ، فلن تبقى لذا فهي أمرت جميع الراهبات بألاّ يتحدثنَّ عن ذلك. |
| Ele geçirilen ilaç olursa rahibelere verin. | Open Subtitles | لو كان هناك آي معدات طبية تم تحرزها من العدو أعطيها للراهبات |
| Muhterem Rahibe ameliyata giren rahibelere izin verdi. | Open Subtitles | الأمّ الموقّرة أعطت الإذن للأخوات في غرفة العمليات. |
| Diğer rahibelere de bir seçenek sunulacak: Karanlığa geçip, Gardiyan'a hizmet etmek veya ölmek. | Open Subtitles | و باقى الراهبات سيكون لديهم أحد الخيارين أما أنّ ينضموا إلى راهبات الظـُلمة ، أو يموتون. |
| Çocukken bile bütün rahibelere yavşardı. "Siz yorulmayın, tahtayı ben silerim Rahibe Mary." | Open Subtitles | حتى عندما كنا صغار كانت الراهبات تتجمع حوله سأمسح السبورة من أجلكِ يا أخت ماري بات |
| Sen ciddi olarak düşünmelisin onu rahibelere bırakmayı. | Open Subtitles | أنت قد تفكر بجدية حول أعطائها إلى الراهبات |
| Ki ajanlarını Vatikan'ın bacasından çıkacak beyaz dumanı bekleyen rahibelere çevirdi. | Open Subtitles | مما ترك عملائه يشعرون مثل زمره من الراهبات فى انتظار الدخان الأبيض من مدخنه الفاتيكان |
| Şifa işe yarayabilir ve her türlü kazanç rahibelere gidebilir. | Open Subtitles | بإمكانها تضمّن الشفاء أيضا، وأي عوائد مالية قد تذهب إلى الراهبات |
| Manastırdaki rahibelere tam baş belasıydıydın değil mi? | Open Subtitles | ..أولئك الراهبات في الدير كنتِ مصدر إزعاجٍ لهنّ , أليس كذلك؟ رُبّما قليلاً |
| Hatta rahibelere onun için dua etmelerini bile söyledim. | Open Subtitles | حتى اني قد ذهبت للدير طالبه من الراهبات ان يصلن من اجله |
| Seni burda buldum çünkü yardım ettiğin kadın rahibelere gelip çocuğu için dua etmelerini istemiş. | Open Subtitles | المرأه التي ساعدتها ذكرت بأنها قد اتت للدير وطلبت من الراهبات ان يصلن من اجل ابنها |
| Sacred Heart'taki rahibelere ne olmuş bir kontrol et. | Open Subtitles | تفقد ماذا يحدث مع الراهبات في كنيسة القلب المقدس |
| rahibelere ne söyleyeyim? | Open Subtitles | ماذا ينبغي عليَّ أن أخبر الراهبات ؟ |
| Bir intikam meleği gibi o rahibelere saldırdı. | Open Subtitles | هاجم تلك الراهبات كالملاك المنتقم. |
| Vin, gel de şirin rahibelere bak. | Open Subtitles | -فينس,يجب عليك رؤية هؤلاء الراهبات اللطيفات |
| Beni yalnız bırakırsan rahibelere söylerim. | Open Subtitles | سأخبر الراهبات إذا تركتني لوحدي |
| Peder Fitzroy hakkında söylediğini rahibelere söyleyebilirim. | Open Subtitles | أشعر أنني أريد القول للراهبات ما قلتيه عن الأب فيتزوري |
| Ama sinagogda rahibelere bir bardak buzlu çay koy desen kıyameti koparır. | Open Subtitles | لكنها ستموت قبل أن تجهز كوب شاي للأخوات في المعبد |