ويكيبيديا

    "randevuya" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • موعد
        
    • الموعد
        
    • لموعد
        
    • بموعد
        
    • المواعدة
        
    • مواعدة
        
    • مواعيد
        
    • موعداً
        
    • للموعد
        
    • للمواعدة
        
    • موعدي
        
    • موعدٍ
        
    • موعدنا
        
    • لموعدك
        
    • موعدا
        
    Şimdi randevuya gitmem gerekiyor! Hem de gerçek bir insanla! Open Subtitles والآن يجب أن أذهب في موعد غرامي مع شخص حقيقي
    Son zamanlarda düşünüyordum ve artık seni gerçek bir randevuya çıkarmamın vakti geldi. Open Subtitles لقد كنتُ أفكر ملياً ، وأعتقد أنه حان الوقت لأخذك في موعد حقيقي
    Bir randevuya falan gittiğimde sana ne yapman gerektiğini söylerim. Open Subtitles سأخبرك بالطريقة لتتمكني من إعدادها لنفسك في حال إذا ما كنتُ بالخارج في موعد أو ما شابه
    Bu randevuya gitmezsem, sizi temin ederim ki çok sinirlenecektir. Open Subtitles أؤكد لك أنه سيغضب كثيرًا لو لم أحضر هذا الموعد
    Pekala, Cindy başka bir randevuya hazır. Open Subtitles لا باس سيندي , هل انتي مستعدة لموعد آخر؟
    Dün gece bir randevuya gittim, ve kıskanç olanlardan biri suratımı parçaladı. Open Subtitles ذهبت بموعد غرامي الليلة الماضية و واحدة منهم شعرت بالغيرة فمزقت وجهي
    Ne o, randevuya geç mi kaldın? Open Subtitles إلى أين أنت ذاهبة؟ هل تأخرت عن موعد آخر؟
    Faturalar, sorumluluklar randevuya yetişememek. Open Subtitles لا أستطيع تحمل مسؤولية أو الحفاظ على موعد
    - Daha ikinci randevuya bile çıkmadık beni işerken mi duysun? - Neden onu aramıyorsun? Open Subtitles لم نخرج في موعد ثاني اتريدينها ان تسمعني اتبول؟
    Geç kaldım, geç kaldım, çok önemli bir randevuya. Open Subtitles أَنا متأخر، أَنا متأخر علي موعد مهم جداً.
    Belki de onu bir randevuya götürüp kendi yapmak istediğin bir şeyi yapmalısın. Open Subtitles ربما عليك أن تأخذها إلى موعد غرامي وتفعل شياء أنت تريد فعله
    Bir arkadaşımla hızlı randevuya gideceğim. Open Subtitles . لا أقدر لقد أخبرت صديق لي بأنني ساذهب معه الى موعد سريع
    Affedersin, bu trafik sıkışıklığında randevuya mı çıkıyorsun? Open Subtitles انا اسف هل تعنيين انك على موعد غرامى فى ازمة المرور؟
    Artık benimle gerçek bir randevuya izin verebilirdik. Ne? Open Subtitles كان الوقت الذي أخذني فيه جون إلى موعد حقيقي
    29 kalifiye kişiden sadece 15'i mesajıma yanıt verdi, bunların arasından altı kişi sıfır randevuya razı oldu. TED من بين ال 29 المؤهلين، رد 15 فقط على رسالتي. ومن بين هؤلاء، تم جدولة الموعد الصفر مع ستة منهم.
    O randevuya gitmeyeceksin. Coney lsland'daki işinde olacaksın. Open Subtitles لن تذهبي لهذا الموعد ستكونين الليلة في عملك بكوني ايلند
    Eğer bu milyarder sana gerçekten değer veriyorsa niye öğretmenliği bırakıp da seni bir randevuya çıkarmıyor? Open Subtitles لذا ، إن كان هذا البليونير يهتم بأمرك فعلاً لماذا لا يستقيل من التدريس ، ويصطحبك لموعد ؟
    Şimdi aşağıda ve bir randevuya gitmesi gerekiyordu ama iptal etti. Open Subtitles إنه بالأسفل حالياً وكان يفترض أن يكون بموعد غرامي وقد ألغاه
    Çünkü randevuya çıkmak bir oyun ya da yarışma olmamalı. Open Subtitles لأنّه ليس من المُفترض أنْ تكون المواعدة لُعبة أو مسابقة.
    Eğer, ne bileyim, gerçek bir randevuya çıkmak istersen? Open Subtitles إذا رغبتَ، لا أدري، الخروج في مواعدة حقيقية.
    Bu adam kızla randevuya çıkmıyor. Partilere gitmiyor. Gruplar karşısında kendini rahat hissetmiyor. Open Subtitles المُخرّبون يعجزون أن يكونوا إجتماعيين هذا الرجًُل لا يخرج في مواعيد غرامية
    - Uğrayıp açıklayabilirdim ama, bir randevuya yetişmeliydim. - Elbette. Open Subtitles رغبت بالحضور لشرح الأمر ، ولكن كان عندي موعداً لألحق به
    Bir randevuya hazırlanmak için niye spa gerektiğini anlamıyorum. Open Subtitles لا أري , لماذا علي أن أذهب الي ناد صحي للاستعداد للموعد
    Protestolardan randevuya çıkacak zaman bulamadım. Open Subtitles مظاهرات تليها إحجاجات، وليس لدي وقت حتى للمواعدة
    İlk randevuya çok profesyonelce giyinerek gittiğimi hatırlıyorum. TED أتذكر بأنني ارتديت ملابس رسمية في موعدي الأول
    Bu gece çifte randevuya çıkacaktık. Open Subtitles من المفترض أن نكون في موعدٍ مزدوج اللّيلة.
    Açıkçası uzun ve sıkıcı bir akşama katlanmak yerine seninle randevuya çıkmayı tercih ederdim. Open Subtitles ستكون بصراحة، ان كان يجب أن أتحمل ليلة طويلة و مملة فكنت افضل ان تكون معك في ليلة موعدنا
    Bu randevuya gitmeyin. O, evli bir kadın. Open Subtitles لا تذهب لموعدك إن المرأة متزوجة
    Artık kimse randevuya çıkmıyor. Open Subtitles لم يكن موعدا يا جدي لم يعد أحد يواعد الأن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد