Onun için ölmeye razıyım ben. Elde edeceğim. Onu seviyorum. | Open Subtitles | إنني مستعد لمواجهة ألف ميتة لكي أنال تلك التي أحبها |
Çünkü, ne olursa olsun yapmaya razıyım, gidebildiğim yere kadar gitmek zorundayım. | Open Subtitles | لأنني مستعد لأفعل أي شيء وأذهب إلى أي بعد علي أن أذهبه |
Ve eğer Tattaglia kabul ederse, ben her şeyin eskisi gibi olmasına razıyım. | Open Subtitles | فأنا مستعد لترك الامور تعود كما كانت بالسابق |
Kuralları çiğnemeye razıyım ve sana bildiğim her şeyi anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | إنى على استعداد لكسر القانون ومستعد أن أقول لك كل شىء. |
Eğer seni hayatıma geri almanın bedeli ağır sıkletten yumruk yemekse haftanın her günü bir tane, pazarları da iki tane yemeye razıyım. | Open Subtitles | الحصول على ضربة من ثقيل الوزن هو الثمن جزّاء إدخالك مرّة أُخرى في حياتي, سأقبل بضربة كل إسبوع, ومرتان في كُل يوم احد. |
Saniyesinde. Ama şimdilik ne bulursan razıyım. | Open Subtitles | سأكون الثاني، لكن الآن سأرضى بما أحصل عليه. |
Şu anda payımı birkaç el bombası ile takas etmeye razıyım. | Open Subtitles | أنا على أستعداد لمقايضة جزء من بضاعتى مقابل بضعة قنابل يدوية |
Ve eğer Tattaglia kabul ederse ben her şeyin eskisi gibi olmasına razıyım. | Open Subtitles | فأنا مستعد لترك الامور تعود كما كانت بالسابق |
Ben kendi hayatımı onun hayatı için vermeye razıyım, bu kadar basit. | Open Subtitles | أنا مستعد لأقايض بحياتي مقابل حياته وهذا كل ما يتطلبه الأمر. |
Bulldog'u işe geri almayı düşünmenizi istiyordum ve benim için sonuçları ne olursa olsun, kabullenmeye razıyım. | Open Subtitles | اني اتمنى منك ان تفكر باعادة بولدوغ لوظيفته ومهما كانت العواقب المترتبة علي انا مستعد لقبولها |
Ve eğer Tattaglia kabul ederse, ben her şeyin eskisi gibi olmasına razıyım. | Open Subtitles | فأنا مستعد لترك الامور تعود كما كانت بالسابق |
Bu bataklığa düşmem gerekiyorsa ben buna razıyım. | Open Subtitles | لذلك إن أردتني أن أتحمّل المسؤولية فأنا مستعد |
Şimdi, yarından itibaren yıllık 100 pounda sana kendi işini kurmaya razıyım. | Open Subtitles | الآن انا على استعداد اقضي معك ليالي لممارسة اختصاصك ابتدءاً من الغد |
Senatör, İnsanlarım için savaşıp ölmeye razıyım. | Open Subtitles | سيناتور, انا على استعداد للقتال والموت من أجل شعبى |
Eğer hatanı anlar da özür dilersen bu kavgacı tavrını ve vandalizmini affetmeye razıyım. | Open Subtitles | أنا على استعداد لأن أتغاضى عن تخريبك ووقاحتك ولكن أولا أريد قبولي وثانيا أعتذارك |
Beni affettiğin sürece cezası neyse razıyım bir daha asla kaçmayacağım seni bir daha asla yüzüstü bırakmayacağım Suçluyum. | Open Subtitles | سأقبل بأيّ عقاب تعطيني إياه. أستحق ذلك. لأنفذ بجلدي، |
Dünya'nın uygun gördüğü, her tür cezayı çekmeye razıyım. | Open Subtitles | سأقبل أيا كانت العقوبة التي يراها العالم مناسبة |
Geğirmesine bile razıyım. Haydi, söyle. | Open Subtitles | سأرضى بالتجشؤ بحق السماء، هيا، أسمعني. |
Yaşı dolayısıyla yasal yollara başvurmaktan vazgeçmeye razıyım. | Open Subtitles | . حسنا انا على أستعداد للتنازل بسبب عمره |
Bu yüzden ben her şeyi tepip, burda seninle kalmaya razıyım. | Open Subtitles | لذا أَنا راغبُ لإعْطائه كُلّ فوق وإقامةِ هنا مَعك. |
Durumu yanlış değerlendirdiğimi kabul etmeye razıyım. | Open Subtitles | أنا على إستعداد للإعتراف بأني أسأت تقدير الحالة. |
Mesele hakkında oylamaya razıyım. | Open Subtitles | بالطبع أرحب التصويت بهذا الشأن. |
Öyle bir şey yapmaktansa, hayatım boyunca mutsuz kalmaya razıyım. | Open Subtitles | أفضّل أن أكون تعيسًا لبقية حياتي على أن أمرّ بشيءٍ كهذا |
O yüzden sana iyilik olsun diye tabloları yakmaya razıyım. | Open Subtitles | لذلك كمعروف لك انا مستعدة ان احرق تلك اللوحات |
- Ve cezama razıyım. | Open Subtitles | -وأنا على إستعداد لقبول تلك الإجراءات |
Başıma geleceklere razıyım, çünkü param yok. | Open Subtitles | لا بد أن أتقبل ما يأتيني لأنني لا أملك المال |
Erkekleri pohpohlamadığım için terfi edemiyorsam hayatımın kalanında böyle olmaya razıyım. | Open Subtitles | ان عنيت اني لم تتم ترقيتي بسبب اني لم اتملق الرجال اذا فلا مانع لدي من اكمال حياتي كما هي الان |