Sizle çalışmayı reddettiğimi söyledim O'na. | Open Subtitles | أخبرتُها أنّي رفضتُ التعاون معكما |
Sana, onun evlilik teklifini reddettiğimi söylemek istiyordum. | Open Subtitles | أريدُ أن أخبركَ لقد رفضتُ عرض الزواج |
Bunları reddettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | أدركُ أنّني رفضتُ أمر المجلّس سابقاً، |
Ama bu durum, pembe şeylerle dolu çantadan bu hoşlanmama durumu, çocuğumun dünyasındaki fazla feminen şeyleri reddettiğimi keşfetmemi sağladı. | TED | ولكن بهذا الموقف، نفوري من حقيبة مليئة بأغراض زهرية أجبرني على مواجهة رفضي للأشياء الأنثوية في عالم طفلتي. |
Feminenliği, sağlıklı olmayan ya da geçmek istediğim bir şey olan maskülenliğe ulaşabilmek için nasıl reddettiğimi yeniden değerlendirmeye başladım. | TED | جعلني أستوعب رفضي للأنوثة فقط لأعيش بذكورة غير صحية وليست شيئاً أردت نشره. |
Bunu tüm kalbimle reddettiğimi söylemek zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أعلن عن اعتراضي على ذلك بكل إخلاص |
Bunu tüm kalbimle reddettiğimi söylemek zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أعلن عن اعتراضي على ذلك بكل إخلاص |
Onu nasıl reddettiğimi anlatmıştım. | Open Subtitles | كيف كنت ممزق بسبب رفضي مساعدته |