Çalışanlarının refahını sağlamak işverenin görevidir ve bunu yapmayanlar hapse girmelidir. | Open Subtitles | أنه واجب أصحاب العمل للأعتناء برفاهية موظفيهم , والذين لايجب أن يدخلوا السجن |
Ama çocuklarımızın refahını düşünmeliyiz. | Open Subtitles | لكن علينا أن نفكر برفاهية أطفالنا |
Ancak bir şirketin gerçekten tutunabilmesi için çalışanlarının genel refahını, büyüme ve kazançlarını yansıttıkları aynı doğruluk ve hassasiyetle ölçmenin bir yolunu bulması gerekiyor. | TED | على الشركة أن تجد طريقة لقياس الرفاهية العامة لموظفيها بالدقة والحرص الذي يتخذونه فيما يخص نمو مشروعهم وأرباحهم. |
Gece ve gündüz Amerika'nın refahını korumak için çalışıyorlar. | Open Subtitles | يعملون على مدار الساعة لحماية الرفاهية الأمريكية |
Şuna kararlıyım ki İskoçya aynı zamanda yaptığımız her şeyde insan refahını merkezine koyacak şekilde dünya çapında ülke ve hükûmetlerin odağını değiştirmeye yardım eden ülke olacak. | TED | وأقول، وأنا مصممة على ذلك، أن أسكتلندا ستكون البلد الذي سيساعد في تغيير اهتمام الدول والحكومات في جميع أنحاء العالم لتكون الرفاهية هي الأساس لكل شيء نقوم به |
...toplum refahını artırma sorumluluğu... | Open Subtitles | مسؤولية تعزيز الرفاهية العامة |