reklam panosu yaptığı şey benim içindi. | Open Subtitles | لوحة الإعلانات الشيء الذي فعله كانَ لأجلي.كانت هديةُ عيدَ ميلادي |
Hayır, öyle. Eğer şu aptal reklam panosu olmasaydı. | Open Subtitles | لا، هذا صحيح، اذا لم تكُن لتلكَ لوحة الإعلانات الغبية |
reklam panosu olayının etik olmadığını düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقد أن لوحة الإعلانات شئ لا أخلاقي.. انها فقط كدعاية |
Darnell reklam panosu indiği için mutluydu ve Joy'da ona tekrar kavuştuğu için. | Open Subtitles | فرح (دارنيل) بإنزال اللوحة الإعلانية و أعادته (جوي) للمنزل - نحن سعيدان بعودتك, يا أبي - |
Lima'daki bir mühendislik üniversitesi, devasa bir reklam panosu tasarladı. Bu pano havadaki nemi emerek saf suya çeviriyor ve günde 90 litreden fazla su üretiyor. | TED | كلية هندسة في ليما صممت لوحة إعلانات عملاقة التي تمتص الرطوبة الجوية وتحولها إلى مياه نقية، تولد أكثر من 90 لتراً من الماء كل يوم |
Jim, seni televizyonda gördüm... O reklam panosu olayı... | Open Subtitles | جيم) لقد شاهدتك على التلفاز) في حادثة لوحة الإعلانات |
Cutler'ın ofisinin dışındaki reklam panosu. | Open Subtitles | لوحة الإعلانات خارج مكتب (كاتلر) |
Sihirli lşıltı reklam panosu açılışıma nasıl geleceksin? | Open Subtitles | لوحة إعلانات "ويجي" السحرية، ليس بأمكانك رؤية ذلك حتى؟ |
Times Meydanının ortasında bir reklam panosu istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أريد لوحة إعلانات في منتصف ميدان (تايمز سكوير)، حسنا؟ |