| Cesaretlenip, büyük bir risk alıyor ve daha yakına gidip yaşlı erkeğin yanına geliyor. | Open Subtitles | يخاطر بجرأة ويقترب ويصل إلى الذكر الأقدم |
| Leo sorumlu orada şimdi, ve o büyük bir risk alıyor | Open Subtitles | ليو في الخدمة الآن و هو يخاطر كثيراً |
| İyi olacağına inanıyor, bu yüzden iyi. Ve risk alıyor. | Open Subtitles | يعرف أنه سيكون جيداً فهو جيد، يخاطر |
| Urcel büyük bir risk alıyor. | Open Subtitles | "أورسيل" يخاطر مخاطرة ضخمة. |
| Fark ettim ki o da risk alıyor. | Open Subtitles | فلاحظت... أنه يخاطر بدوره ... |
| Zanlı fazlasıyla motive olmuş, risk alıyor. | Open Subtitles | الجاني يخاطر |