Bu ayrıca dinlerin önemli duygular etrafında ritüeller oluşturmasında da görülür. | TED | هذا يقودنا ايضا الى الطريقة التي تنظم في الاديان الطقوس حول المشاعر الهامة |
Ve kültürler üzerinde standart bir model üzerinde çalıştım. hikayeler, semboller ve ritüeller üreten. | TED | لذا فقد ارتأيت ان أجرب النموذج العام لتكوين الثقافات الا وهو القصص الشعبية، الرموز، الطقوس |
Bu ritüeller bir erkek çocuğunun ne zaman gerçek bir erkek olduğunu kesin olarak tayin etmiştir. | Open Subtitles | بعضا من هذه الطقوس حازمة في تحديد تلك الحظة الحاسمة التي يصبح فيها الولد.. |
Bir zamanlar... ...sadece krallar leopar kürkü giyerdi. Fakat şimdi geleneksel şifacılar ve büyücüler... ...seramoniler ve ritüeller sırasında giyiyorlar. | TED | انه يقوم بهذا طيلة الوقت .. انه يسلخ جلد الفهود .. ويقدم ذلك للملوك وعبر الاحتفالات والطقوس الدينية والسحرة والمشعوذين |
Ama mitler ve ritüeller, güncel varoluşu içeriyor olsalar bile, kadim birisi için gerçekten var olan deneyimlerdir. | Open Subtitles | لكن للرجل قديما فإن الأساطير والطقوس تعتبر تجارب جامدة التي تتدخل حتى في حياته اليومية |
Biliyorsun, çok meşhur dedemin yanında yetiştim, evde bazı ritüeller vardı. | TED | كما تعلمون، لقد نشأت مع جد شهير جداً، وكنت هنالك طقوس معينة في بيتي. |
Sanırım verecek çok şey var ama bu aptal ritüeller her şeyin üstüne çıkıyor. | Open Subtitles | انا لدي الكثير لاقدمه لكن هذه الطقوس الغبية تاخذ كل شيء |
Ama niye ritüeller, elbiseler, gelenekler ve adap bu kadar çok önemli? | Open Subtitles | ولكن لماذا تهمنا الطقوس والملابس والعادات كثيراً؟ |
Ayrıntılı ritüeller tanıtımdan sıyrılmıştı, çünkü ertesi gün, | Open Subtitles | الطقوس المعقدة أفسدت الأحوال، لأنه في اليوم التالي |
Göbeklitepe'deki dini ritüeller bu çalışmaları yatıştırmış olabilir. | Open Subtitles | الطقوس الدينية في غوبيكلي تابي قد تكون سهلت هذه الصراعات. |
Kendime büyüler, ritüeller, lanetler ettim. | Open Subtitles | قمت بتعلم التعويذات و الطقوس و اللعنات. |
Diğer tüm ritüeller seninle ilgili. | Open Subtitles | كل الطقوس الأخرى هي متعلقة بكِ |
Ancak bu yerelleştirilmiş ritüeller, And medeniyetlerini birleştirici olmaya dönüştüler ve Qoyllur Rit'i gibi, bu fantastik festivaller Palides kış gökyüzünde tekrar belirdiğinde yapılmaktadır. | TED | لكن هذه الطقوس التي تكتسب طابع المحلية أصبحت لعموم دول الأنديز وهذه المهرجانات المبهرة مثل ذلك الذي يدعى"Qoyllur Rit'i" والذي يحدث عندما تظهر الثريا مرة أخرى في سماء الشتاء |
Trajik bir biçimde, bu ritüeller ölenleri onurlandırsa da halk arasında kuru olarak bilinen ölümcül bir hastalığı yaydılar. | TED | وللأسف، فرغم أن تلك الطقوس كانت تهدف لتكريم الموتي إلا أنها ساهمت في نشر وباءٍ مميتٍ، معروف باسم "كورو"، في ذلك المجتمع. |
Bazı ritüeller. | Open Subtitles | نوعاً من الطقوس |
- Süperdi. ritüeller boş yere değilmiş. | Open Subtitles | -إنها جميلة، بعض الطقوس لها سبب |
Aşk, gelenekler, ritüeller hepsine birden dolanmış Mary ve şu eldivenlerin.. | Open Subtitles | الحب , التقاليد , الطقوس سوف يتم محاصرتك بكل هذا ( مارى ) وقفازاتك |
Rexroth adlı bir profesörümüz ritüeller dersinde anlatmıştı. | Open Subtitles | - لقد رأيته - (أستاذ لي، (ريكسروث لقد علم الفصل بعض الطقوس |
'Sade'vari ateizm, gaddarlığın ilahi karakterini yinelenen oyunlarla yeniden kurmuştur: buna ritüeller de denebilir. | Open Subtitles | تعيد تقديم لدينا الايمان بالله الطابع الإلهي للالمسخ من خلال أفعال متكررة، وهذا هو القول، والطقوس. |
Kuşlar arasında, dış görünüm, şarkılar ve ritüeller karmaşıklık ve güzelliğin en üst seviyelerine çıkabilmektedir. | Open Subtitles | بين الطيور، قد تصل العروض والأغاني والطقوس لمستويات فائقة من التعقيد والجمال |