Genetik faktörler de kişinin kas geliştirmesinde rol oynar. | TED | تلعب العوامل الوراثية أيضاً دورها في قابلية الشخص للنمو العضلي. |
Oysa bizim genetik yapımız da rol oynar. | TED | إلا أن تركيبتنا الجينية تلعب دوراً في هذا الأمر. |
Doğru şekilde işlediği zaman dairesel doku yemek yememize yardımcı olmada önemli bir rol oynar. | TED | والتي عندما تعمل بشكل سويّ، فإن هذه الحلقة من النسيج تلعب دوراً هاماً في مساعدتنا على تناول الطعام. |
Ayrıca dayanışma da bu inanılmaz boyuttaki akıcılıkta büyük rol oynar. 4000 metre derinliği ile gezegenin üçte ikisini kaplar. | Open Subtitles | التضامن يلعب دورا أيضا في هذه الضخامة السائلة |
Bu iki hormon, fetüsün büyümesini sağlayan, doğuma yardımcı olan ve annenin çocuğunu emzirmesine yardımcı olan 10 hormonun yanısıra hamilelikte rol oynar. | TED | يلعب كلاهما دورًا في الحمل أيضًا، إلى جانب أكثر من 10 هرمونات أخرى من شأنها ضمان نمو الجنين وتمكين الولادة ومساعدة الأم على إرضاع طفلها. |
Buzullar, dünyanın ikliminin yaşanacak kadar ılıman olmasında büyük rol oynar. | Open Subtitles | يُعتبر الجليد مهماً في العمل على إبقاء مناخ الأرض معتدل بما يكفي لننجو. |
Uydular, finansal ve enerji pazarlarımızın operasyonunda bile rol oynar. | TED | بل إن الأقمار الصناعية تلعب دورا في العمليات المنجزة بالأسواق المالية والطاقة |
Yüksek sayıda insanı işbirliğine teşvik etmek gibi bir rol oynar. | TED | تلعب دوراً في التشجيع على التعاون لعدد كبير من الناس. |
Biliyorsunuz, sinema toplumun değişip şekillenmesinde olumlu yönde bir rol oynar. | TED | بالنسبة لي، تلعب السينما دوراً رئيسياً في تغيير وتوجيه المجتمع بطريقة إيجابية |
Çünkü ormanlar, atmosferden karbondioksit emmede önemli rol oynar. | Open Subtitles | وذلك لأن الغابة تلعب دوراً حيوياً في إزالة ثاني أكسيد الكربون من الغلاف الجوي. |
Peki kayırma rol oynar mı? | TED | هل تلعب المحسوبية دوراً؟ نعم، بالطبع. |
Büyüme döngüsünün düzenlenmesinde kök hücreler de rol oynar. Şimdilerde bilim insanları, bu hücreleri kullanarak saç köklerinin yeniden saç üretmesini amaçlıyor. | TED | تلعب الخلايا الجذعية أيضاً دوراً في تنظيم دورة النمو، لذا يحقق العلماء فيما إذا كان يمكن التلاعب بنشاط هذه الخلايا لتشجيع بصيلات الشعر لبدء إنتاج الشعر من جديد. |
Aslında çocuk gelişiminde çevre önemli bir rol oynar. | Open Subtitles | البيئة تلعب دوراً مهماً في التنشئة |
Burada kurbanlar, eğer katılmayı seçerlerse, ve suçlular güvenli ortamlarda yüz yüze gelirler ve suçlu eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmesi yönünde teşvik edilir ve kurban bu süreç boyunca aktif bir rol oynar. | TED | حيث يلتقي الضحايا، في حال وافقوا على المشاركة، وجهاً لوجه مع الجناة ضمن لقاءات آمنة ومنظمة، ويتم تشجيع الجناة على تحمل مسؤولية ما فعلوه، بينما يلعب الضحايا دوراً فعالاً في العملية. |
Aslında, çoğalma isteği bir ilişkide çok önemli bir rol oynar. | Open Subtitles | في الواقع ، التكاثر يلعب دور هام |
Dopamin beyindeki birçok önemli fonksiyonda rol oynar, bunların arasında dikkat, tahrik olma, ödüllendirme ve uyuşturucu kullanımı da dahil olmak üzere dopamin sistemi ile ilişkili Parkinson ve ADHD gibi birçok akıl hastalığı bulunmaktadır. | TED | يلعب الدوبامين عددا من الوظائف الهامة في الدماغ التي من ضمنها الإهتمام، المكافأة، والإثارة، وقد تم ربط الإضطرابات في نظام الدوبامين بعدد من الاضطرابات النفسية بما في ذلك إدمان المخدرات مرض باركنسون ، واضطرابات فرط الحركة وتشتت الإنتباه |
Bu da demektir ki 9-topta şans önemli rol oynar. | Open Subtitles | مما يدلُّ على أن الحظ يلعب جزءاً في لعبة (الكرة التاسعة) |
Bilimde gözlemlenebilir kanıt keşifte önemli rol oynar. | Open Subtitles | \u200fفي العلوم، الأدلة التي يمكن ملاحظتها \u200fتلعب دوراً مهماً في الاستكشاف. |