Menajerinin dediğine göre yönetmen arayıp çocuğun role uygun olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | وفقاً لما قاله وكيله قال المخرج أن لديه الشكل المناسب للدور |
Sen de o role çok şey katardın bunu şişman şakası olarak söylemiyorum! | Open Subtitles | آه لكنت أضفتي الكثير للدور من خبرتك ولا أعني ذلك بمزحة كييرة الحجم |
Alışma süreci de risk alma ve riskin artışında önemli bir role sahip. | TED | فعملية الاعتياد أيضاً تلعب دوراً جوهرياً في الميْـل إلى المخاطرة والانتشاء بزيادة المخاطرة. |
Bu olay ilk insanların kökeni ve dağılımı konusunda önemli bir role de sahip olabilir. | Open Subtitles | وربما لعبت دوراً هاماً في أصول البشر وتشتيتهم في وقت مبكر. |
Amerika'nın hikayesinde önemli bir role sahiplerdi çünkü onların oluşumu sayesinde Kuzey ve Güney Amerika bir araya geldi. | Open Subtitles | و قد لعبت دورا مهما في قصة الأمريكتين لأن تكوينهم ما جلب أمريكا الشمالية و الجنوبية معا |
Çok memnun oldum. Kostümlü oyunları mı seviyorsun? role Playing durumları mı? | Open Subtitles | من الرائع لقائكِ، إذن هل أنتِ متقمصة أم تلعبين دور شخصية حقيقيّ؟ |
Ancak endişeli, öfkeli veya kırılgan hissettiğimiz zamanlarda bu role kaymak çok kolay. | TED | لكنه الدور من السهل أن ننزلق إليه عندما نكون قلقين، غاضبين، أو ضعفاء. |
Bu yüzden Keaton'ın birinci olduğunu söylüyorum. role espri anlayışı getirdi. | Open Subtitles | هذا ما قلته كيتن رقم واحد يضفي حس من الفكاهة للدور |
Yönetmen role çok yakıştığını düşünüyor ve yarın seninle tanışmak istiyor. | Open Subtitles | يقول المخرج أنك مناسب للدور ويريد رؤيتك غدا. |
Sonuç olarak telefon görüsmesini dinleyip ben seni fark bile etmeden ortadan yok olabilirdin yani bu oyunda oynamami istedigin role gelelim artik. | Open Subtitles | وسعك التصنُّت على تلك المكالمة ثم الانصراف قبلما حتّى أعلم أنّك كنت هناك. لذا دعنا نعمَد للدور الذي تودّني أن ألعبه. |
Bunca zamandır yanlış role hazılanıyormuşum. | Open Subtitles | قضيت كل هذا الوقت أحضّر للدور الخاطئ |
role aday olan diğer kızı içeri aldı ve "Merhaba, tanışmak istediğinize eminim" dedi. | Open Subtitles | قام بأحضار الفتاة الأخرى الفتاة الأخرى التي تقدم للدور و كان يتحدث "مرحباً , متأكدٌ بأنكما" |
Gerekli besinleri bu çorak topraklara geri getirmek gibi çok önemli bir role sahipler. | Open Subtitles | إنهم يلعبون دوراً هاماً بالمساعدة بإعادة المواد الغذائية لهذه التربة الجدباء |
Çalışmalar gösteriyor ki, hedeflenmiş bölgelerdeki konsantrasyon iyileştirme yöntemlerinde destekleyici bir role sahip. | Open Subtitles | تظهر الدراسات أن التركيز على المناطق المستهدفة قد يلعب دوراً داعماً في العلاج الشافي |
Yani, bilirsin, bir rolü sahneye koyarken genelde o role uygun giyinirsin. | Open Subtitles | أعني، أنت تعلم عندما تمثل دوراً عليك أن تلبس ما يليق بهذا الدور |
Yoksa senin isteyeceğin bir role bürünmesi mi? | Open Subtitles | أم لأنني أعطيتها دوراً كان بإمكانك الحصول عليه؟ |
Zenginlik ve ırk, ceza verilmesinde herkesin itiraf edemediği kadar büyük bir role sahip. | Open Subtitles | الثروة والعرق يلعب حاليا دورا أكبر في الحكم اكثر مما يعترف به الناس |
Çin global ekonomi ve jeopolitik açıdan bu önemli role sahipken, Çin burçlarına ve diğer Çin geleneklerine göre alınan kararlar dünyanın her tarafını etkiliyordu. | TED | وبما أن الصين تلعب دورا هاما في الاقتصاد والجغرافيا السياسية العالمية، أن القرارات التي تقوم على الأبراج والتقاليد الصينية الأخرى في نهاية المطاف تؤثر على كل شخص في العالم. |
Benim ülkemde mimari, savaşan taraflar arasında bir anlaşmazlık yaratmada, yönetmede ve büyütmede önemli bir role sahip, bu diğer ülkeler için de geçerli olabilir. | TED | لعبت العمارة في بلدي دورا هاما في خلق وتوجيه وتضخيم الصراع بين الفصائل المتحاربة، وهذا على الأرجح ينطبق على بلدان أخرى أيضا. |
Yani bulutlar iklim sisteminde çok büyük ve ikili role sahipler. | TED | لذا تلعب الغيوم هذا الدور الكبير والمزدوج في النظام المناخي. |
Bu yüzden bu role çok inanıyorum. | Open Subtitles | ولهذا ، أنا على يقين تام أن بإستطاعتى لعب دور شخص يـُقتل |
Ama oynamamı istediğiniz role her zaman saygı göstermeye çalıştım. | Open Subtitles | ولكنني حاولت أن أحترم الدور الذي أردتني أن أقوم به |