Bir gece çift, romantik bir akşam yemeği için birlikte dışarı çıktı. | TED | وفي ليله من الليالي, خرجا لتناول عشاء رومانسي |
24 saat içinde, ormanda bir yürüyüş romantik bir akşam yemeği ve bir kavga. | Open Subtitles | في 24 ساعة,كل ما فعلت هو تمشية في الغابة و عشاء رومانسي و مشاجرة |
Bütün ihmalkârlığımı telafi etmek için Marge'a romantik bir akşam yemeği yapacağım. | Open Subtitles | أريد أن أُحضر عشاء رومانسي لمارج لأُعوض كل تقصيري |
Eğer yukarı çıkıp romantik bir akşam yemeği için hazırlanacağımı sanıyorsan, bunu bir kez daha düşün derim. | Open Subtitles | إن كنت تعتقد أنني سأجعل نفسي أكثر جمالًا لأجعل عشاء رومانسي ، عليك أن تفحص رأسك |
romantik bir akşam yemeği yerine minik uçağınla geri dönmeliydik. | Open Subtitles | لكن ظننت أن علينا العودة على متن طائرتك الصغيرة، بدون عشاء رومانسي. |
romantik bir akşam yemeği yiyecektik ama ben Jeremy ile yatta yüzleştim. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يكون لدينا عشاء رومانسي لكنني واجهت جيرمي على اليخت |
romantik bir akşam yemeği. | Open Subtitles | آه، آه، مجرد عشاء رومانسي جميل. |
Sana romantik bir akşam yemeği hazırlayacağım. | Open Subtitles | سأطبخ لك عشاء رومانسي |
Bizim için romantik bir akşam yemeği planladım. | Open Subtitles | إذا لدي عشاء رومانسي لنا |
Kız kardeşim ve kocasıyla romantik bir akşam yemeği yiyorum. | Open Subtitles | عشاء رومانسي مع أختي وزوجها |
- Bu romantik bir akşam yemeği. | Open Subtitles | - هذا عشاء رومانسي. |