ruhlarının derinliklerini duyuyorum ama açık konuşmak için fazlasıyla korkuyorlar. | Open Subtitles | يمكنني سماع التيارات من أرواحهم, لكنهم خائفين جداً ليتحدثوا بوضوح. |
Ancak burada onlardan biri olduğumu biliyor ve ruhlarının açlığını paylaşıyorum. | Open Subtitles | لكن هنا أنا علمت أنني واحد منهم. وقد شاركت أشتياق أرواحهم. |
Önceki yüzyılda ölülerin fotoğraflarını çekerlermiş çünkü böylece ruhlarının portrelerde yaşamaya devam edeceğine inanılırmış. | Open Subtitles | في القرن الأخير اعتادو على أن يأخذون صورا للموتى بأمل أن أرواحهم |
Dünyanın büyük çoğunluğu ruhlarının olduğunu düşünüyor ve pek çok dinin merkezinde bu fikir yatıyor. | TED | الآن معظم الناس على الأرض يؤمنون بأن لديهم أرواح وهذه الفكرة ترتكز عليها الكثير من الأديان |
25 Eylül'de de bir ayin var; kırılmış oyuncak bebeklerin ruhlarının sükûnete kavuşması için. | Open Subtitles | و في الخامس و العشرين من سيبتمبر من أجل أرواح الدّمى المُحطمة |
Ölü akrabaların ruhlarının daha önce tattıkları zevklere yeniden varmak için dünyaya döndüklerine inanılan üç günlük Latin tatili. | Open Subtitles | عيد لاتيني على مدى 3أيام حيث يعتقد ان ارواح الأقارب الميتيين تعود للأرض للاستمتاع بمتع الحياة التي عرفوها سابقا |
İki insanın dudaklarının birleşmesi, nefeslerinin, ruhlarının bir kısmının. | Open Subtitles | اثنان شفتاهما متلامستان. مع انفاسهم، وجزء من روحهم. |
Yani Tanrı bu adama insanların ruhlarının içini görme sezgisi vermiş. | Open Subtitles | إذاً، الرب منح هذا الشخص بصيرة نافذة لأرواح الناس |
Ama şimdi kaçıp gitmek bizim ve çocuklarımızın ruhlarının berbat bir karanlığa hapsolmalarına sebep olacak. | Open Subtitles | لكن الهرب الآن سيعرّض أرواحنا وأرواح أطفالنا لظلام مريع، |
Çok uzun zaman, insanlar göklere bakıp ruhlarının içini gördüler. | Open Subtitles | لآلاف السنين نظر الناس في النجوم ورأوا داخل أرواحهم |
İnsanlara gururlarının öldüğü gibi ruhlarının da öldüğünü söylüyorlar. | Open Subtitles | اخبروا الناس بأنّ أرواحهم ميتة مثل هم فخورون |
Hiç ruhlarının gerçekten karşılaşabileceğini, ve beraber çalışıp, kemiklerini burada, bu fiziksel düzlemde bir araya getirebileceğimizi düşündünüz mü? | Open Subtitles | ألا تعتقدين بأن أرواحهم في الحقيقة إجتمعت والعمل على أن تصبح عظامهم سوية هنا على الطائرةِ الطبيعيةِ؟ |
Kitap, onların ruhlarının bir arı kovanı gibi bağlantılı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الكتاب يتحدث عن خلية من الترابط بين أرواحهم |
Sen insanların yüzyılardır dünyaya ruhlarının ve kalplerinin izlerini şarkılarla, danslarla, resimlerle ve yazılarla bıraktığı her şeysin. | Open Subtitles | إنك حصيلة 10,000 عام لأناس يخلّدون أرواحهم وقلبوهم رقصًا وغناءً ورسمًا وأدبًا. هذه المكتبة شُيّدت لأمثالك. |
Kimisi, çocukların ruhlarının burada kalmaya devam ettiğini söyler. | Open Subtitles | يقول البعض أن أرواحهم يمكن أن تبقى من بعدهم |
Şempanzeler, Gökyüzü ruhlarının ona hiddetlendiğini ve... ışıkları kapattığını söylediğinden beri... | Open Subtitles | منذ أن القرد أخبره حول أرواح السماء لاتحبه وتمنع الضوء |
Halk o dört zavallı çocuğun ruhlarının burada kaldığını söylüyor. | Open Subtitles | قبل أن تقتل نفسها و يردد الناس بأنّ أرواح الصبيان الصغار المساكين محاصرة هنا |
Benin ve diğerleri hayvan ruhlarının güçlerini çağırıyor. | Open Subtitles | يقوم بنين والاخرون بإستدعاء قوة أرواح الحيوانات. |
ruhlarının insanların vücutlarının içinde yaşadığı, sizinki gibi dünyalar. | Open Subtitles | وعالم مثلكم، حيث تعيش ارواح البشر في اجسادها |
Bazı Hawaii'liler atalarının ruhlarının başka yaşam formlarında vücut bulacağına inanır. | Open Subtitles | ما هذا؟ بعض اهل هاواى يصدقون ان ارواح اجدادهم تظهر فى حياة فى اشكال مختلفة. |
Annem cadının ölüler diyarını izlediğini söylerdi ölülerin ruhlarının yeniden doğmadığından emin oluyormuş. | Open Subtitles | امي قالت الساحرة تطارد العالم السفلي تتأكد ان ارواح الموتى لا تولد من جديد |
ruhlarının ve karakterlerinin, güzelliği daima içimizde yaşasın. | Open Subtitles | جمال روحهم و شخصيتهم سيعيش معنا للأبد |
Yani Tanrı bu adama insanların ruhlarının içini görme sezgisi vermiş. | Open Subtitles | إذاً، الرب منح هذا الشخص بصيرة نافذة لأرواح الناس |
Ölüm ruhlarının, gezmelerine izin verilir. | Open Subtitles | وأرواح الموتى , مسموح لها بالدخول للأرض |