Yok, hala amirim. Neyse. Dedim meslek içi anlayış ruhuyla... | Open Subtitles | على أي حال ظننت أنه ضمن روح التفاهم بين الفروع |
Yani, TED ruhuyla, işleri birlikte yapıyorlar çünkü işbirliği fark yaratıyor. | TED | فبلتالي انطلاقا من روح تيد فهي تقوم بالعمل معاً لان ذلك يحدث فرقا |
Bir samurayın kendi hayatına gerçek bir kılıçla yani bir savaşçının ruhuyla son vermesi daha uygun düşerdi. | Open Subtitles | لكان أكثر ملائمة لساموراى أن ينهى حياته بسيف حقيقى والذى يمثل روح المحارب |
Umarım turnuvada bizimle kalmayı seçersiniz ağabeyini bu kadar büyük yapan aynı dövüş ruhuyla dövüşürsün. | Open Subtitles | أتمنى أن تختارى البقاء معنا فى المنافسة وتقاتلى بنفس الروح التى جعلت أخيكِ عظيماً للغاية |
Umarım turnuvada bizimle kalmayı seçersiniz ağabeyini bu kadar büyük yapan aynı dövüş ruhuyla dövüşürsün. | Open Subtitles | أتمنى أن تختارى البقاء معنا فى المنافسة وتقاتلى بنفس الروح التى جعلت أخيكِ عظيماً للغاية |
Mesih'i ölümden dirilten Tanrı, içinizde yaşayan ruhuyla ölümlü bedenlerinize de yaşam verecektir. | Open Subtitles | "فالذي أقام المسيح من الأموات سيحيي أجسادكم الميتة أيضاً" "بروحه الساكن فيكم" |
Onun ruhuyla ilgilenebiliriz ama bırak, bedeniyle Yüzbaşı ilgilensin. | Open Subtitles | يمكننا معالجة روحه لكن جسده اتركه للضابط ليهتم بأمره |
Böylece ruhu, kızının ruhuyla birleşebilecekti. | Open Subtitles | حتى يتسنّى لها أن تُدمج روحها بروح إبنتها. |
Bu, gelenekle, bu kasabayla, kasabanın ruhuyla ve onu canlı tutmakla ilgili. | Open Subtitles | إعني، هذا يتعلق بالتقاليد يتعلق بهذه البلدة يتعلق بالروح و إبقاء هذه البلدة حية |
Bu düşünce zamanın bilimsel ruhuyla... tamamen ters düşüyordu. | Open Subtitles | هذا حقاً يتناقض جداً مع روح العلم لتلك الفترة، |
Havadaki titreşimler insanın ruhuyla konuşan Tanrı'nın nefesidir. | Open Subtitles | الإهتزازات التي في الهواء نفس الرب يتكلم مع روح الإنسان. |
Şimdi, günahlarımızı bağışlayan tanrının ruhuyla, birbirimize bir huzur selamıyla erişelim. | Open Subtitles | الآن من أجل روح قائدنا , الذي مات من أجلنا دعنا نمدُ أيدينا إلى بعض ونلقي تحية السلام |
Bize yardım edebileceğini düşündüğü bir ejderhanın ruhuyla konuşmuştu. | Open Subtitles | لقد تكلم مع روح التنين الذي يظن بإمكانه مساعدتنا. |
Ancak gazetecilik ruhuyla her şeyin üstünden bir kez daha geçmeliyiz diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن , فى روح الصحافة اعتقد اننا يجب ان نُعيد النظر فى كل شىء |
Ülken seni, gönderecek ve geri geldiğinde özgür bir ülkenin ruhuyla dolu olacaksın. | Open Subtitles | البلد الذي قام بخنقك أحجمك كبتَ روح البلاد الحرة |
Bir şeytanın hapisten kurtulması için seansa dahil olan herkesin ölmesi gerek. Daha sonra şeytan, saf bir insan ruhuyla ayrılabiliyor. | Open Subtitles | كل المشاركين في الجلسة يجب أن يموتوا وثم يمكنه العيش في روح إنسان |
Bay Houdini, rahmetli annesinin ruhuyla iletişim kurmak istiyor... | Open Subtitles | السيد هوديني يعتزم أجراء أتصال مع الروح الراحلة لأمة الحبيبة |
Vücudunu onun ruhuyla birleştirinceye kadar kalbin dayanamadı ve öldün. | Open Subtitles | حينما قمت بتوحيد جسدك مع الروح توقف قلبك وتوفيت |
Hayır ama ruhuyla iletişime geçtiğini iddia ettin. | Open Subtitles | لا,ولكنك تدعى انك على صلة بروحه |
Şimdi başka şarkı mı? Sen dedin ki kalbiyle ve ruhuyla Söyleyen kazanacaktır | Open Subtitles | انت قلت ان من يغني من قلبه و روحه هو من سيفوز |
Somoza'nın ulusal muhafızlarına ait parçalanmış bir tank Managua'daki bir parkta anıt olarak bırakılmıştı ve bir çocuğun enerjisi ve ruhuyla oyuncağa dönüşmüştü. | TED | دبابة مدمرة تتبع لحرس سوموزا الوطني تُركت كنصب تذكاري في حديقة في ماناغوا، وقد تغيرت بروح وطاقة الطفل. |
Evet o prensesini bütün ruhuyla seviyordu. | Open Subtitles | .. نعم, إنهُ أحبّ الأميرة من كل روحهُ |