Bayam Ferris bana yazmaya katkın olmadığını, bütün işi kocasının yaptığını söylediğinde, | Open Subtitles | حينما أخبرتني زوجته أنك لم تساهم في الكتابة وزوجها مارس كل العمل |
Elbette dönerdiniz. Ama merdivenin başında söylediğinde, ne yaptım? | Open Subtitles | وبعد ذلك عندما أخبرتني هناك على الدرج، ماذ فعلت ؟ |
Bunu bana söylediğinde ne yapacağımı düşündün, seni tebrik edeceğimi mi? | Open Subtitles | مـاذا أفعـل برأيك عندمـا تقولين لي كلّ هذا؟ أهنّئكِ؟ |
Bir oğlanın peşinden üniversiteye geldiğini söylediğinde kulağıma çok tanıdık geldi. | Open Subtitles | عندما قلتِ أنكِ لحقتِ ولداً للكلية لقد بدا الأمر مألوفاً جداً. |
Ve Lucas bana gelip seni okulda görmüş olabileceğini söylediğinde kalbim sevinçle doldu. | Open Subtitles | عندما قال لوكاس إنه راكَ ذلك اليوم فى المدرسة, كدتُ اطير من الفرحة. |
Aptalca şeyler söylediğinde, senden daha çok hoşlanıyorum. | Open Subtitles | الأشياء الغبية التي تقولها تجعلني أحبك أكثر |
Herkesin benden nefret ettiğini söylediğinde biraz mübalağa ediyordun, değil mi? | Open Subtitles | حين قلتي إن كل السجينات يكرهنني. كنت تبالغين قليلاً، أليس كذالك. |
Karımı terk ettim, çocuklarımı terk ettim ve ufaklık bana kibarca, çok yaşlı olduğumu söylediğinde geri dönmek ve bunun utancıyla yaşamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | تركت زوجتيت تركت أطفالي كان علي تحمل مذلة العودة للوراء بعد موقف مع فتاة أخبرتني بلطف أنني كبير جداً مقارنة بها |
Aynı şehirden olduğumuzu söylediğinde inanılmaz sevindim. | Open Subtitles | عندما أخبرتني انك من الوطن, شعرت بسعادة غامرة |
Bunu yapacağını söylediğinde gerçekten çok sinirlendim yumurtanı vereceğini. | Open Subtitles | لقد غضبت حقاً عندما أخبرتني أنكِ ستفعلين هذا التبرّع ببويضة. |
- Bunu söylediğinde hep yağıyor. - Bahçede kalırım. | Open Subtitles | ـ دائماً تقولين ذلك ودائماً تمطر ـ سوف اظل قريبة من الحديقة |
Bunu her söylediğinde mesaiye kalıyorum. | Open Subtitles | في كل مرة تقولين ذلك أعلم أنّ عملاً إضافياً ينتظرني |
Hasta olduğunu söylediğinde annen ve baban nasıl tepki verdi? | Open Subtitles | ما كانت ردة فعل أبويكِ عندما قلتِ لهم أنّكِ مريضة؟ |
Hayır, yapamayız. Sen çok çalışacağını söylediğinde seni kaile bile almamıştım. | Open Subtitles | لالا نستطيع ذلك عندما قلتِ بأنكِ ستدلاسين بجد انا تجاهلت ذلك |
Bu yüzden bana bir şeyi yapamayacağımı söylediğinde rahatsız oldum. | Open Subtitles | لذا عندما قال أنني لا أستطيع فعل شيء، أزعجني ذلك. |
Bu surat ifadesiyle söylediğinde, kulağa çokmuş gibi geliyor. | Open Subtitles | عندما تقولها والتعبير هذا على وجهك تبدو وكأنها كثيرة جداً. |
O adamla evlenmeyeceğini söylediğinde annen sana ne dedi ? | Open Subtitles | ماذا قالت امك عندما قلتي لها بانكم لستوا مخطوبين؟ |
Annem iki günlüğüne ayrılacağını söylediğinde, nerdeyse bayılıyordum. | Open Subtitles | عندما قالت أمي أنها ستتغيب ليومين أوشكت علي الموت |
Biliyorum ama bunu en son söylediğinde "bir hafta" lafını duymuştum. | Open Subtitles | أعرف , أعرف عندما قلت ذلك المرة السابقة لدي دماغ غريب |
Tanrım ! Sen kaç tane kızla yattığını söylediğinde ben çılgına dönmedim ! | Open Subtitles | يا إلاهي انا لم افعل مافعلته عندما اخبرتني بعدد النساء اللاتي مارست معهم الجنس |
Onun hayatta olduğunu söylediğinde, onu öldürmenin beni tatmin edeceğini, her şeyin biteceğini sanıyordum. | Open Subtitles | عندما أخبرتيني أنها مازالت على قيد الحياة إعتقدت أنه لو واتتني الفرصة لأنهي حياتها سيكون هذا مُرضياً لي |
Ama hikâyenin ilerleyen bölümlerinde, Dünyanın ilk yalanını söylediğinde talihi tamamen değişecek. | Open Subtitles | ولكن لاحقاً في القصة, حظه سيتغير عندما يقول أول كذبة في العالم |
Ve beşince defa söylediğinde, lanet şeyi kaptım ve paramparça ettim. | Open Subtitles | والمرة الخامسة قالها أخذت هذا الشئ وحطمته |
Arabayla şehir dışına gitmediğini söylediğinde, yalan söyledin. | Open Subtitles | و كذبت حين قلت بأنك لا تأخذالسيارةالىخارجالمدينة. |
Adayı yok edeceğini söylediğinde lafın gelişi söylediğini sanmıştım. | Open Subtitles | عندما قلتَ أنّكَ ستدمّر الجزيرة، خلتكَ تتكلّم مجازاً |
Bana annemin beni babamdan daha çok sevdiğini söylediğinde ne demek istemiştin? | Open Subtitles | عندما قلت لي أن والدتي تحبّني أكثر من والدي، ماذا كنت تقصد؟ |