Doğruyu söylemek gerekirse, ahşap sandığında daha çok ilgimi çekmişti. | Open Subtitles | لأخبرك الحقيقة، إنّي مُهتمّة أكثر بالصندوق الماهوجني الذي جاءت فيه. |
Gerçeği söylemek gerekirse, ben bu oyunda yeniyim. | Open Subtitles | حسنا، أنا جديد على هذه اللعبة لأخبرك بالحقيقة |
Gerçeği söylemek gerekirse, efendim, dürüst olmak gerçekten çok önemli. | Open Subtitles | في الحقيقة سيدي ، اظن ان هذا هام لأكون صادقاً |
Gerçeği söylemek gerekirse bunu bir hayli komik buldum çünkü roman karmaşıklık üzerinedir. | Open Subtitles | أجد هذا مسلياً نوعاً ما. لأكون صادقاً معك لآن الرواية تتحدث عن التعقيد |
Aslında geleceğinizi bilseydim aslını söylemek gerekirse bu kadar çabuk gelebileceğinizi tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | إذا كنت فقط أعرف أنك ستأتين لأقول لك الحقيقة إننى لم أجرؤ أبداً أن أتمنى أن ترتبى لذلك سريعاً جداً |
- Doğrusunu söylemek gerekirse bir ata tutunmaktan fazlasını yapamayacak kadar zayıftım. | Open Subtitles | لأخبركِ الحقيقة أنا كنت أضعف بكثير من تدليل الحصان |
Doğruyu söylemek gerekirse tekrar bu işe dönmek istemiyorum. | Open Subtitles | و لأخبرك الحقيقه أنا لا أود العود للخدمه |
Doğrusunu söylemek gerekirse geçmişte yaşadığı kötü günler nedeniyle biraz gergin. | Open Subtitles | لأخبرك الحقيقة، أنها تصبح متوترة قليلاً بسبب أيام الخوالي السيئة. |
Doğru söylemek gerekirse birçok müşterim bunu yapmaz. | Open Subtitles | لأخبرك الحقيقة,إنه غير عادي كثير من عملائي لا يثقون بزوجاتهم |
Doğrusunu söylemek gerekirse, Lori... ben buraya 1 ay kadar önce geldim... ama bir şüpheli bulurlarsa, ilk öğrenen ben olurum. | Open Subtitles | لأخبرك بالحقيقة يا لوري لقد انتقلت للعمل هنا منذ شهر واحد فقط لكن لو كانوا يشتبهون بأحد سأكون أول من يعلم بذلك |
Doğrusunu söylemek gerekirse bizi burada tutma gerekçelerine pek inanmadım. | Open Subtitles | لأكون صريحاً، أنا لست مقتنعاً تماماً بأننا هنا لهذا السبب |
Doğruyu söylemek gerekirse senin söyleme tarzınla biraz kırıcı oluyor. | Open Subtitles | و الطريقة التي تقولها؟ إنها مُسيئة قليلًا فقط لأكون صادقًا |
Aslında bir keresinde bir terapist bana dedi ki, "Eve, iki yıldır buraya geliyorsun ve, doğrusunu söylemek gerekirse, bana hiç bir bedenin var gibi gelmedi." | TED | قال لي الطبيب ذات مرة ، ايف ، انت تأتين الى هنا منذ سنتين و لأكون صادقاً ، لم يخطر لي أنه كان لديك جسد ". |
Doğruyu söylemek gerekirse, bu olayla başlangıç noktasına geri döndük. | Open Subtitles | لأقول لك الحقيقة , لقد عدنا لاول الطريق ثانية |
Şey, gerçeği söylemek gerekirse, belki bazı şeyleri iyileştirebiliriz. | Open Subtitles | فكرت جيدا، لأقول لك الحقيقة، أن ربما نتمكن من تصحيح الامور. |
Doğrusunu söylemek gerekirse bir güreş müsabakasına gittim. | Open Subtitles | لأخبركِ الحقيقة، ذهبتُ لمباراة مصارعة |
Doğruyu söylemek gerekirse, gidecek yerim yoktu. | Open Subtitles | لاخبرك بالحقيقة ليس لى مكان اخر لاذهب اليه |
Doğruyu söylemek gerekirse, biraz sinir bozucuydu. | Open Subtitles | لأخبركم الحقيقة,وجدت ذلك مثيراً للاضطراب |
Doğruyu söylemek gerekirse, senin eksikliğin en küçük hayal kırıklığım. | Open Subtitles | الحقيقة يجب أن تقال , غيابك كان الأقل من أحباطي |
Dogruyu söylemek gerekirse, ben bir psikiyatr olmasam da sana hiç öfkeni disari salman gerektigini söylemediler mi? | Open Subtitles | لأخبركَ الحقيقة، إنّي لستُ مُقيّماًنفسياًأو ما إلىذلك .. لكن أولم يخبروك أنّ تطلق جماح غضبك؟ |
Doğruyu söylemek gerekirse, farklı bir anlaşma istiyorum. | Open Subtitles | لكى أكون صريحاً ، لقد قررت نوعية أخرى من الدفع |
Yani, doğrusunu söylemek gerekirse bu çılgın şehirde kariyeri ve ilişkiyi dengede tutmak her çift için çok zordur. | Open Subtitles | اعني , للإنصاف, مع ذلك, انه من الصعب على اي زوجين التلاعب بوظيفتين وعلاقة في هذه المدينة المجنونة |
Doğruyu söylemek gerekirse, Derek, benden olabildiğince uzak durman yararına olur bence. | Open Subtitles | أتعرف؟ صراحةً, يا "ديريك".. أعتقد أنه من الأفضل لك.. |
Korku içinde yaşadım ve açıkça söylemek gerekirse bir bakım evinde yapayalnız bir şekilde ölümün sonunda gelip beni serbest bırakmasını bekliyordum. | TED | عشت في خوف ، سأقولها بصراحة كنت بأنتظار الموت أخيراً ليحررني، متوقعاً أن أموت وحيداً في أحدى دور الرعاية. |
Daha anlaşılır söylemek gerekirse, bilgisayarların bu sorunu çözmekte yardımcı olacağını düşünüyorum, olayı gerçekten daha kavramsal duruma getirerek. | TED | ولكي أكون واضحاً .. ان الحواسيب تساعد في هذه حل المشكلة .. فهي تجعل العلم مفهوماً اكثر .. |
Açıkça söylemek gerekirse, siz talep müdürüsünüz tıp mütehassısı değil. | Open Subtitles | حتى نكون منصفين أنتِ المسؤولة عن الطلبات ولست اختصاصية في الأمور الطبية ـ نعم ... |
Çavuş, doğruyu söylemek gerekirse son dört senedir hiç kullanmadım. | Open Subtitles | أيها الرقيب، لكي أكون صريحاً معك، لم أستخدم واحد منذ أربعة سنوات |