| Dostum, onu güldürecek bir şeyler söylemek istemiştim ama hep aklımda bel altı şakaları vardı. | Open Subtitles | أردت أن أقول لها شيء مضحك و لكن كل ما استطعت التفكير به كان نكت السود |
| Ben... üzerinde biraz düşününce dans için kendi kişisel yüksek standartlarım ikimizin arasına girmesine izin vermiş olabileceğimi söylemek istemiştim. | Open Subtitles | بعد.. بعد تفكير عميق, أردت أن أقول ربما قد سمحت لقدراتى العالية فى الرقص |
| Bu öğleden sonra sana bir şey söylemek istemiştim ama ayrılacağını duyunca vazgeçtim. | Open Subtitles | هذا الظهر أردت قول شيء لك وعندما عرفت بمغادرتك تراجعت |
| Müziğini çok beğendiğimi söylemek istemiştim sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أقول أنا حقا لقد أحببةأغنيتك |
| Sana sadece bunun harika bir zaman olduğunu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | أردت إخبارك فحسب أن هذا وقت رائع بالنسبة لك |
| Sana söylemek istemiştim ama senin fazla İngiliz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أردت أن أخبرك ولكنها دائماً كانت تقول أنك بريطاني أصيل |
| Hayır, sadece Hadley olayını duyduğumu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | أنا وسط انشغال أردت القول أني سمعت الموضوع |
| Sana yüz yüze söylemek istemiştim çok garip hissettim. | Open Subtitles | وددت إخبارك بنفسي وشعرت أن الأمر هزليًّا. |
| Aşağılık herif. Pisliksin. İlk ben söylemek istemiştim. | Open Subtitles | أيها الوغد ، أنت سيء أردت أن أقول هذا أولا |
| Evet, dinle ben senin hakkında en kötüsünü düşündüğümü söylemek istemiştim fakat Hannah benimle konuştu. | Open Subtitles | إستمع ، أردت أن أقول ذلك ظننتُ فيك ظن السوء و لكن هانا أخبرتني |
| Her şey için çok üzgün olduğumu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | أردت أن أقول لك وحسب أني آسفة على كل شئ |
| Bunu da hep söylemek istemiştim. | Open Subtitles | لطالما أردت قول هذا أيضاً |
| Her zaman bunu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | لطالما أردت قول ذلك |
| Hep bunu söylemek istemiştim, | Open Subtitles | طالما أردت قول هذا |
| Uşakmış! Uşak yapmış! Hep söylemek istemiştim. | Open Subtitles | رئيس الخدم فعلها كنتُ أريد أن أقول ذلك دائماً |
| Her zaman bunu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | كنت دائماً أريد أن أقول لك ذلك |
| Çok üzgünüm Liz. Biliyorsun, sadece her şeyi sana yüz yüze söylemek istemiştim. | Open Subtitles | أنا آسف جداً، أردت إخبارك بالأمر وجهاً لوجه، |
| Neyse, madem buradayım sana bunun yalnızca fotoğraf çekimi olmadığını söylemek istemiştim sadece. | Open Subtitles | بأى حال، بما أنى هنا أردت إخبارك أن هذا ليس تصوير |
| Sana söylemek istemiştim ama senin fazla İngiliz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أردت أن أخبرك , ولكنها دائماً كانت تقول أنك بريطاني أصيل |
| Yalnız olduğumuz için minnettar olduğumuzu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | أردت القول إنّي أقدر وجودنا لوحدنا اليوم. آمل أن زوجكِ لا يمانع. |
| Sana daha önce söylemek istemiştim. | Open Subtitles | وددت إخبارك قبل الآن. |
| Sana söylemek istemiştim. Hepsini elime yazdım. Gördün mü hepsi burada. | Open Subtitles | نويت إخبارك و كتبت كل شيئ علي يدي ، أتري ؟ |
| Önce sana söylemek istemiştim aslında. | Open Subtitles | أردتُ أن أخبركَ قبل الجميع عن هذا الأمر |
| Hep söylemek istemiştim. | Open Subtitles | لطالما أردتُ إخباركِ |
| Sadece kampanyamda beraber çalışarak Başkanlığı geri kazanacağım için çok sevindiğimi söylemek istemiştim. | Open Subtitles | أردت أن أعبر عن مدى سعادتي أننا سنعمل سوية في حملتي للترشح لنيل منصب الرئيس |
| Ben sadece... ben sadece ağabeyinin yaptığı şeyin oldukça güzel bir şey olduğunu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | فقط أردت أن اقول أن أخيك كان رائع جدًا لما فعل |
| Sadece seni sevdiğimi söylemek istemiştim ve benim babam olduğun için teşekkürler. | Open Subtitles | انا فقط انا فقط اردت ان اخبرك انى احبك واشكرك لانك ابى |