ويكيبيديا

    "söylemek zorunda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عليك قول
        
    • عليك أن تقول
        
    • عليكِ قول
        
    • مضطرة لقول
        
    • يجب أن تقول
        
    • مضطراً لقول
        
    • عليكِ أن تقولي
        
    • الضروري أن
        
    • داعي لقول
        
    • مضطرة لذلك
        
    • مضطرّة لقول
        
    • يريد قوله
        
    • عليه أن يقول
        
    • علي قول
        
    • عليك إخبار
        
    Eğer başın belaya girerse, hiçbirşey söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles إذا وقعت بأي مشكلة لا يجب عليك قول أي شئ اتفقنا,أنا أعتمد عليك
    Bir şey söylemek zorunda değilsin, sadece aldım. Değiştir. Şurada. Open Subtitles ـ لا يتوجب عليك قول أي شئ وإنما التبديل ، هناك
    Ama en kötüsü gerçeği söylemek zorunda olduğunuz andır. Open Subtitles ولكن أسوء شيئ هو عندما يكون عليك أن تقول الحقيقة
    Tamam, bunu şefin önünde söylemek zorunda değildin. Open Subtitles حسناً , لم يكن عليكِ قول هذا أمام الرئيس
    Ve bunları söylemek zorunda olduğunu çünkü bunun... Open Subtitles و قالت انها مضطرة لقول تلك الأمور لأن هذه هي أخر
    Demek istediğim, bu doğruysa bana söylemek zorunda değildin. Bu çok önemliydi. Open Subtitles أعني, حتى لو كان صحيحا, ما كان يجب أن تقول ذلك لى فالأمر مهم بالنسبة لى
    Hiçbir şey söylemek zorunda değilsiniz, fakat daha sonra mahkemede ihtiyacınız olacak bir şeyi sorgulama esnasında söylemezseniz, bu savunmanıza zarar verebilir. Open Subtitles لست مضطراً لقول أي شيء .. ولكن قد يسيء لدفاعك إذا لم تُشر إلى .. ..
    Seni rahatsız eden bir konuysa hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles ليس عليكِ أن تقولي شيئاً آخر عن ذلك لو أنكِ لستِ مرتاحة
    - Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. - Arkadaşım ama. Open Subtitles ليس عليك قول أي شيء على الإطلاق إنها صديقتي
    Bir şey söylemek zorunda değilsiniz, fakat söylemediğiniz bir şeyi mahkemede kullanırsanız şayet bu savunmanıza gölge düşürebilir. Open Subtitles ليس عليك قول شيء دون مدعي عام لا تذكر شيئاً إلا في المحكمة
    Şu anda karşımızda dururken doğruyu söylemek zorunda olduğunu bildiğine göre bize ne söyleyeceksin? Open Subtitles ماذا تود أن تقول عندما تمثل أمامنا و تعرف بأن عليك قول الحقيقة؟
    Hiçbirşey söylemek zorunda değilsin, Sorulduğunda mahkemede faydana olabilecek şeyleri konuşmaman savunmanı zor duruma sokacaktır . Open Subtitles لا يتوجب عليك أن تقول شيئا و لكن لن ينفعك أن تخفي عنا أي شيء الآن حتى لو ذكرته في المحكمة
    Bir şey söylemek zorunda değilsin. Senin suçun değil. Open Subtitles لاينبغي عليك أن تقول شيئاً فإنها ليس خطئك
    Eğer istemiyorsan, bir şey söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles لايجب عليك أن تقول أي شي إذا لم تكن تريد التحدّث.
    Bir şey söylemek zorunda değilsin ancak söyleyeceğin... Open Subtitles ليس عليكِ قول شيئ ولكن إن لم تذكري
    - Bunu söylemek zorunda mısınız? - Evet efendim. Open Subtitles سيدة لي، هل أنت مضطرة لقول ذلك؟
    Hayatınızda her zaman yalan söylemek zorunda kaldığınız bir an vardır. Open Subtitles هناك دائما لحظة في الحياة يجب أن تقول فيها الحقيقة
    Bir şey söylemek zorunda değilsiniz, ancak eğer sorgulandığınızda ifade vermezseniz savunmanız zarar görebilir, bu da sonradan mahkemede aleyhinize olur. Open Subtitles لست مضطراً لقول أيّ شئ ولكن قد يضرّ بدفاعك، إذا لم تذكر عندما تشكك في أمر قد تقوم بالإعتماد عليه لاحقاً في المحكمة
    Bir şey söylemek zorunda değilsin. Beni bu gece havaalanına götür, yeter. Open Subtitles ليس عليكِ أن تقولي شيئاً فقط قومي بتوصيلي إلى المطار الليلة
    Hayatın ile ilgili, en ufak ayrıntıyı, artık bana söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles ليس من الضروري أن تخبريني بكل تفصيل صغير في حياتك بعد الآن
    Bana güzel şeyler söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles لا داعي لقول كلام جميل لي لم أدفع لك من أجل هذا
    söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles لستِ مضطرة لذلك
    Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Pekala kahve uzmanı... ..eğer benim yerimde olsaydın, kalır mıydın yoksa gider miydin? Open Subtitles أعي الأمر، لستِ مضطرّة لقول أي شيءٍ، لكنمِننادلةإلى مُذيعة،لوكنتِمكاني..
    Onun söylemek zorunda olduklarını dinle.Sana göstermek istediklerine bak. Open Subtitles إستمعي إلى ما يريد قوله ، وانظري إلى الأشياء التي سيريها لك
    Burada yalan söylese de olur, ama mahkemede, gerçekleri söylemek zorunda değil mi? Open Subtitles لا أمانع أن يفعل هذا هنا، ولكن أليس عليه أن يقول الحقيقة في المحكمة؟
    Ve bunu söylemek zorunda olduğuma inanamıyorum bile. Open Subtitles حتى إنني لا أستطيع أن أصدق أن علي قول ذلك
    Ve bak, bunu yaptığımı büyükannenle büyükbabana, söylemek zorunda değilsin, ama bir şekilde korkarsan, Open Subtitles وليس عليك إخبار جديك بأني أفعل هذا لكن لو شعرت بالخوف

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد