Ayrıca, o saate dek az önceki olaya ait fark edilir bir iz kalmayacağını söylemekten mutluluk duyuyorum." | Open Subtitles | و يسعدني القول أنه لن يكون هناك آثار ملحوظه لما حدث عند وقت العشاء |
Direnebileceğimiz bir yol bulduğumuzu söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | يسعدني القول إنه ربما قد وجدنا طريقه تمكننا من العودة للقتال |
- Evet, kesin olduğuna eminim. Orada olacağımı söylemekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | أجل، يسعدني القول بأنني سأكون هناك |
Bunun şu an başlamış olduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum. (Intel reklam müziği) | TED | وأنا سعيد لأقول أن هذا يحدث اليوم .. ( صوت إنتل ) |
Güzel bir gece fırlatışından sonra, ...mekiğin mükemmel performans gösterdiğini söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | ...أنا سعيد لأقول بعد يوم إطلاق رائع المكوك... قام بمهامه ... |
Gingrich planının, fiyatı 2.50 civarına getireceğini söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | يسعدني القول أن خطة (جينجريش) تقودنا لسعر يقارب 2.5 او أقل. |
Ve kendisi bu dönem sonunda emekli olduğunda, kızı Celia'nın boşalan koltuğa annesi gibi bir anlayışla aday olacağını söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | وعندما تتقاعد في نهاية هذه الفترة يسعدني القول أن ابنتها (سيليا) سترشح لمقعد العضوية المفتوحة لتستكمل مسيرة الوفاء كوالدتها |
Yazmak için mükemmel bir yer bulduğumu söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأقول لك أني " " وجدت المكان المناسب للكتابة |