Bunu söylemenin kolay yolu yok. Bu yüzden doğrudan söyleyeceğim. | Open Subtitles | ليس هناك طريقة سهلة لقول هذا لذا سآتي به فقط |
Bu kelimeden nefret ediyorum ama bunu söylemenin başka yolu yok. | Open Subtitles | وأنا أكره هذا العالم حقاً، ولكن لا طريقة آخرى لقول هذا، |
Bazı gezegenlerde bir şeyi gerçekten söylemenin tek yolu yazmaktır. | Open Subtitles | نعم في بعض الكواكب، كتابة شيء أنها الطريقة لقول الحقيقة |
Bak baba, madem ödeyemeyecektin baştan söyleseydin de arkadaşlarıma senin zavallı birisi olduğunu söylemenin vereceği utançtan kurtarsaydın beni. | Open Subtitles | إذا كنت يا أبي غير قادر من الأساس على دفع الأموال فكان يجب عليك قول هذا وتوفر علي إحراج إخبار زملائي بأنك فاشل |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok, ancak şöyle diyeyim. | Open Subtitles | لاتوجد أيّ طريقه سهله لأقول هذا.. لذلك.. |
İyi yalan söylemenin ikinci temel malzemesi özdenetimdir. | TED | العنصر الأساسي الثاني لقول الكذب هو ضبط النفس |
Ve bu, beynin beyne gelen girdinin önemini tanımlamak için stratejileri olduğunu söylemenin bir başka biçimidir. | TED | وهذه طريقة أخرى لقول أن الدّماغ له استراتيجيات تحدد أهمية الإشارات المتلقاة من الدّماغ. |
- Açamadığını söylemenin süslü yolu mu bu? | Open Subtitles | هل هذه طريقتكِ المجملة لقول أنكِ لا تعرفين كيفية تفعيلة. |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok fakat evliliğimiz artık mahkemede yürütülüyor. | Open Subtitles | ليست هناك طريقة سهلة لقول هذا لكن زواجنا شارف على الإنتهاء |
Bak, bunu söylemenin hoş bir tarzı yok, onun için söyleyeyim bitsin. Jeremy zor durumda. | Open Subtitles | انظرى, ليست هناك طريقة رائعة لقول هذا, لذا ,سأقول مباشرة ان جيرمى يمر بأزمة طاحنة |
Ama artık bunu saklayamam, söylemenin zamanı geldi. | Open Subtitles | لكني لا أستطيع إيقافه أكثر لقد حان الوقت لقول هذا |
Bunu söylemenin güzel bir yolu yok. O yüzden doğrudan soracağım. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة جيدة لقول هذا لذا سأسأل مباشرة |
söylemenin daha iyi bir yolu yok galiba. Seni ve ağabeyini korumak için terketti. | Open Subtitles | لا أعرف وسيلة أفضل لقول هذا، لقد تركتك وشقيقك لحمايتكما |
Bunu söylemenin kolay bir yolu olsaydı yapardım ama inan bana yok. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون هناك طريقة سهله لقول ذلك, ولكن صدقني , لا يوجد. |
Sen bir sahtekarsın. ve gerçekleri insanlarına söylemenin vakti geldi. | Open Subtitles | إنّك محتال، وحان الوقت ليتمّ إخبار قومك بالحقيقة |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok, doğrudan söyleyeyim: | Open Subtitles | لا توجد طريقه سهله لأقول هذا لذا سأقولها فقط |
Bir hata yaptıysanız, paniklediyseniz hatta olayın üstünü örttüyseniz söylemenin tam zamanı. | Open Subtitles | لو فعلتم شيء، اقترفتم خطأ، وفزعتم وربما قمتما بتغطيتها، الآن هو الوقت المناسب لقولها |
Kız arkadaşın olduğunu söylemenin bu kadar uzun zaman alması ilginç. | Open Subtitles | أجد هذا مثيراً للأهتمام أن تنتظر طيلة هذه المدة لتخبرني بصديقتك |
Eğer daha fazla zamanımız olsaydı bunu annene söylemenin bir yolunu bulur ve nasıl baş edeceğine bakardık. | Open Subtitles | إن كان لدينا متّسعٌ من الوقت لكنّا استطعنا إيجاد طريقة لإخبار أمك ونرى إن كانت ستستطيع التعامل مع الموضوع |
Şimdi bir şey söylemenin zamanı. | Open Subtitles | الآن سَيَكُونُ الوقتَ لقَول شيءِ. |
Bu; evrim ağacında, dinozorların yaşayan mirasçılarının anatomilerini -- bu vaka için ciğer ve iskeletlerini -- incelediğimizi söylemenin havalı bir yolu. | TED | هذه طريقة وهمية للقول أننا ندرس علم التشريح، خاصة في هذه الحالة، لدراسة الرئتين والهيكل العظمي لأحفاد الديناصورات الحية على الشجرة التطورية. |
Fakat bu şartlar altında, farkı söylemenin bir yolu yoktu. | Open Subtitles | في تلك الظروف لم تكن هناك وسيلة لتخبر بالفرق |
Üzgünüm, bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | أنا آسف ليس هناك طريقة سهلة لاقول لكم هذا |
Ben, onu her zaman öldüğünü sana söylemenin bir yolu sanardım. | Open Subtitles | كنت أظن أن النوبة القلبية هي طريقة الطبيعة لإخبارك بأن تموت |
Devrimin olasılığının kanıtı olan, bulduğum tanımlanamayan mikroskobik yaşam türünü Ajan Mulder'a söylemenin hiçbir yolu yoktu. | Open Subtitles | ليست لدي طريقة لأصل بها للعميل سكالي.. لإخباره بما اكتشفته.. شكل حياة ميكروسكوبي غير محدد والذي وجوده.. |
Yastık altına istiflediğin paralar varsa kardeşim söylemenin tam sırası. | Open Subtitles | لديكَ بعض المال مُخبّأ يا أخي، حان الآن الوقت لإخباري |
Bir süredir bunu sana söylemenin iyi bir yolunu arıyordum ama sanırım bazen en iyi yol olduğu gibi söylemek. | Open Subtitles | حسنا , لقد كنت افكر في اسلوب جيد لصياغة هذا واظن في بعض الأحيان من الأفضل ان نصل للب الموضوع مباشرة |
Bu onu söylemenin daha uygun bir yoludur. Yoksa kıçına tokadı yersin. | Open Subtitles | ــ هذه الطريقة الصحيحة لقوله وإلا ضُربنا |