Dr. Lee'nin söylemeye çalıştığı şey şu; hastayı yatıştırmamız gerekiyor... | Open Subtitles | ما يحاول قوله الدكتور لي أنه علينا أن نسكن المريض |
Kensi'yi uzun zamandır tanıyoruz... söylemeye çalıştığı şey, tanıştığımıza memnun olduk. | Open Subtitles | ما يحاول قوله أنّنا تشرفنا بلقائكِ، وسعداء لأنّكِ سليمة يا سيدتي. |
Dr. Lee'nin söylemeye çalıştığı şey şu; hastayı yatıştırmamız gerekiyor yoksa kalp krizi geçirebilir. | Open Subtitles | ما يحاول قوله الدكتور لي أنه علينا أن نسكن المريض |
Patronumun söylemeye çalıştığı şey, size yardım etmeye çalışıyoruz, fikrinize yardım etmiyoruz. | Open Subtitles | رئيسي يحاول أن يقول لك أننا نحاول مساعدتك وسلوكك لا يساعد |
söylemeye çalıştığı şey, kelimelerin ötesinde bir heyecan yaşadığımız. | Open Subtitles | ما يحاول قوله هو يخوننا التعبير من شدة الحماس |
Sanırım hepimizin söylemeye çalıştığı şey aile kararlarımızı farklı şekilde almaya başlamak istediğimiz. | Open Subtitles | اعتقد ان ما نحاول قوله هو نريد ان نتخذ قرارات العائلة بطريقة مختلفة |
Meslektaşımın söylemeye çalıştığı şey eğer mobilyalarınız sensörlerin önünü kapatıyorsa ya da ...ağaçlar evinize çok yakın ise son model sistemlerin bile hayrını görmezsiniz. | Open Subtitles | أعتقد أن ما تحاول شريكتي إيصاله أفضل أنظمة الأمن أليس هذا كافيا إذا كان أستشعار الحركة سُدّ بواسطة أثاث |
Aslında, onun söylemeye çalıştığı şey, ben numaramı unuttum ve evde ufak bir güvenlik sorunu yaşıyoruz biz de bütün telefonları değiştirdik... | Open Subtitles | ما تحاول قوله هو أني نسيت أرقامي لدينا مشكلة أمنية في المنزل وغيرنا جميع أرقام الهواتف |
Çocuklar, sanırım koçun söylemeye çalıştığı şey takım oyunu oynamamız. | Open Subtitles | أصحاب, أعتقد ما يحاول قوله المدرّب أن مفتاح الفوز هو العمل الجماعي. |
söylemeye çalıştığı şey, yazdıklarımdan nefret ettiği. | Open Subtitles | ما يحاول قوله, أنه يكره ما أكتبه |
Sanırım söylemeye çalıştığı şey... hiç anlaşılmaz bir şekilde söylediği şu ki, bu fırsat onların karşısına hayatta bir kez çıkar. | Open Subtitles | أعتقد أن ما يحاول قوله... ولكن بطريقة مبهمة تماماً... هو أن هذه فرصة واحدة فى العُمر بالنسبة لهم |
Bence söylemeye çalıştığı şey; | Open Subtitles | أعتقد ان ما يحاول قوله |
Norm, dinle, söylemeye çalıştığı şey... | Open Subtitles | نورم)اسمع، ما يحاول قوله هو إنه) |
Babanın söylemeye çalıştığı şey sana yardım etmek istiyor. | Open Subtitles | ما والدك يحاول أن يقول هو أنه أحب لمساعدتك. |
Sanırım Dr. Naday'in söylemeye çalıştığı şey Charlie'nin uzun bir yol katettiği ancak daha da iyileşememe ihtimalinin olduğu. | Open Subtitles | ما أظن دكتور (نداي) يحاول قوله هو أن (تشارلي) قطع شوطًا كبيرًا ولكن ربما لن يتحسن أكثر من هذا |
Sanırım hepimizin söylemeye çalıştığı şey; aile kararlarımızı farklı şekilde almaya başlamak istediğimiz. | Open Subtitles | اتعلمين اعتقد ان ما نحاول قوله هو اننا نريد نبدأ بالقيام بالقرارات العائلية بطريقة اخرى |
Sanırım söylemeye çalıştığı şey duygusallığın yüksek olduğuydu. | Open Subtitles | أعتقد أن ما تحاول قوله أن العواطف مرتفعة. |
söylemeye çalıştığı şey, merhaba demek. | Open Subtitles | ما تحاول قوله هو "مرحباً" |