Kalbinin göğsünden fırlayacakmış gibi attığını söylemeyecektir. | Open Subtitles | انها لن تخبرك ولكن قلبها ينبض بقوة |
Kalbinin göğsünden fırlayacakmış gibi attığını söylemeyecektir. | Open Subtitles | لن تخبرك بأن قلبها يخفق بقوة هائلة |
Ama bize onu kimin kiraladığını söylemeyecektir. | Open Subtitles | لكنه لن يفصح عن إسم الرجل الذي استأجره للقتل |
Bir şey söylemeyecektir. | Open Subtitles | لن يفصح بأي شيء. |
Hayır, bir avukat tutup hiçbir şey söylemeyecektir. | Open Subtitles | كلا ، سيطلب محامية و لن ينبس ببنت شفة |
- Görüşebilirsin ama benim söylediklerimden farklı bir şey söylemeyecektir. | Open Subtitles | بإمكاني آن آعدك بإنه سوف يخبرك بالضبط نفس الشي , الذي آخبرتك به |
Oğlunu geri alana kadar bize hiçbir şey söylemeyecektir ve ikisi de Amerika'da güvende olurlar. | Open Subtitles | لن تفصح لنا عن أي شيء حتى تحوز على ابنها ويكونان كلاهما بأمان في الولايات المتحدة |
Sana öylece söylemeyecektir. | Open Subtitles | لن تخبرك. |
- Sana söylemeyecektir. | Open Subtitles | - لن تخبرك - |
Bilmiyorlar zaten. Fisher bir şey söylemeyecektir. | Open Subtitles | وما زالوا لا يعلمون، (فيشر) لن ينبس بكلمة. |
- Görüşebilirsin ama benim söylediklerimden farklı bir şey söylemeyecektir. | Open Subtitles | بإمكاني آن آعدك بإنه سوف يخبرك بالضبط نفس الشي, الذي آخبرتك به |
Konuşabilir ama hiçbir şey söylemeyecektir. | Open Subtitles | ربما قد تتحدث، لكن لن تفصح عن شيء |
- Birşeyler biliyorsa da söylemeyecektir. | Open Subtitles | -لو لديها أى معلومات لن تفصح عنها . |