Şey, evet. Her zaman söylerim zaten aile en iyi ilaçtır. | Open Subtitles | حسناً , أجل , لطالما أقول أن العائلة هي أفضل دواء |
Bak artık viski için altın yok. Kızıl Buluta söylerim. | Open Subtitles | انظرا، لا يوجد المزيد من الذهب للويسكي سأخبر السحابة الحمراء |
Eğer yüzünüzdeki o güneyli alaycı gülümsemenizi silerseniz, size söylerim Scarlett O'Hara. | Open Subtitles | سأخبرك به يا سكارليت أوهارا إن أزلتي تلك الإبتسامة المتكلفة عن وجهك |
Ve ben de onlara kaçırmadığımı söylerim. Sonra ben de kaçırdığını söylerim. | Open Subtitles | ــ وأنا سأقول انني لم أفعل ــ اذاً سأقول لهم أنك فعلت |
Eğer gerçekten bir yamyamsa ona kemik kanseri olduğumu söylerim. | Open Subtitles | وماذا لو كان يأكل البشر.. سأخبره أنني مصاب بسرطان العظام |
- Tamam, tatlım. söylerim. Sen de vurulmamaya bak. | Open Subtitles | حسنا يا حبيبي , سأفعل , حاول ان لا تصاب , الى اللقاء |
Evet de yoksa senin de benimle çıplak bir şekilde yüzdüğünü söylerim. | Open Subtitles | قل نعم و إلا سأخبرها أنك أيضاً اعتدت الاستحمام هنا معي.. عارياً |
Çünkü insanların yapmadığı şeyleri söylerim sonra da hatırlamam bile. | Open Subtitles | لأننى أقول أشياءاً الناس لا ثم لا أتذكر ما قلت |
Bu gibi durumlarda hep bunun ailelerin hatası olduğunu söylerim. | Open Subtitles | كنت دائماً أقول إنه خطأ الآباء في مثل هذه الحالات. |
Hep söylerim, şapka asmak için en iyi yer bir şapka askısıdır. | Open Subtitles | أقول دائما.. يجب ان يكون هناك مكان لتعليق قبعة على شماعة القبعات |
Özür dilerim. Gelecek sefer teyzeme eve yakın bir yerde ölmesini söylerim. | Open Subtitles | أسف , المرة القادمة سأخبر عمتي لكي تموت في مكان أقرب للمنزل |
Ona bilmesi gerekeni söyle, yoksa herkese cinsel organlarının şaibeli olduğunu söylerim. | Open Subtitles | سوف تخبرها بما تريده.. والا سأخبر الجميع بأنك تملك اعضاء تناسلية غامضة |
İstediğiniz her şeyi söylerim. Ama karşılığında bir şey istiyorum. | Open Subtitles | سأخبرك بكل ما تريد لكنني بحاجه لشئ ما في المقابل |
Nerede olacağını sana söylerim, ama... orada olmanı gerçekten çok isterim, anne. | Open Subtitles | سأخبرك مكانه .. لكن انا حقاً اريدك ان تكوني هناك يا أمي |
Bir haber yazdığımı söylerim ama o insanlardan hiçbiri seninle konuşmaz. | Open Subtitles | سأقول أنني أكتب رواية أدبية ولكن هؤلاء الأشخاص لن يتحدثوا إليك |
Eğer telefon ortaya çıkarsa, bugün düşürdüğümü söylerim, dediğin gibi. | Open Subtitles | لو رنّ الهاتف فجأةً، سأقول بأني أضعته اليوم، كما قلتِ |
Biraz uygunsuz davranmasına izin veririm, sonra kendimi iyi hissetmediğimi söylerim. | Open Subtitles | سأجلعه في وضع غير ملائم ثم سأخبره أنني لست على مايرام |
söylerim. Ama sevinir mi bilmiyorum. | Open Subtitles | سأفعل , لكنني لا اعرف إن كان سيسعدُ لذلك |
Ona Connollyler'le görüştüğünüzü söylerim hani şu ayakkabıcılar var ya. | Open Subtitles | سأخبرها لتنضم إليك مع آل كونولي، رجل الأحذية، حالما تنتهي. |
Buralarda bir şey çalışmıyorsa, bir sorun olursa birine söylerim. | Open Subtitles | و إذا وقعت في مشكلة أنا أخبر أحدا وهم يصلحوه |
Her şeyi görürüm, bilirim ve söylerim küçük bir bedel karşılığında. | Open Subtitles | انا ارى كل شئ ,اعرف كل شئ, و اقول كل00 كجائزة |
Birkaç turist getiririm ve onlara uygun fiyata bant kaydı yapacaklarını söylerim. | Open Subtitles | سأُحضر بعض السيَّاح وأنا سأخبرهم بأنهم ذاهبون لجلسة التسعير من حق الجميع |
Üstüne adam akıllı bir şey geçirmesini söylerim ama dinlemez. | Open Subtitles | أنا أخبرها أن ترتدي ملابسًا ساترة لكنّها لا تستمع إلي |
"o zaman ben söylerim." "aslında, Radha ..." | Open Subtitles | فى تلك الحالة , سوف أخبره فى الحقيقة رادها عندها |
- Arka kapıya gelmesini söyle. - Tabi, söylerim. | Open Subtitles | ـ أطلب منه الحضور إلى الباب الخلفي ـ بالتأكيد ، سأطلب منه |
Sır tutmaya öğrendiğinde sana da söylerim. | Open Subtitles | وخلال خمسة دقائق سيعلم الشارع كله إن تعلمتي الكتمان سأخبركِ |
Hep onlara ne kadar kıpırdarlarsa resimde o kadar kötü çıkacaklarını söylerim. | Open Subtitles | دائماً ما أخبرهم أنه كلما تحركوا أكثر سيبدون بحالة أسوء في الصور.. |