Ama şunu söyleyebilirim ki benim için bu çok, çok doğru. | TED | لكن أستطيع أن أقول لكم أن الأمر صحيح للغاية بالنسبة إليّ. |
Ancak, gayrı resmi söyleyebilirim ki en önemli sorunlarımızdan birisi... | Open Subtitles | رغم ذلك أقول بشكل غير رسمي أن أحد مشاكلنا الكبرى |
Ama size gebelikten korunmanın tam fiyatını söyleyebilirim. 75 sent. | Open Subtitles | لكن قد أخبرك السعر الحالي من حبوب منح الحمل 75سنت |
Beni duyamıyorsun, o zaman, ne istersem söyleyebilirim seni suratsız piç. | Open Subtitles | لا تستطيع سماعي، إذن يمكنني قول ما أريد أيها الوغد العابس |
Bu rapora dayanarak eski bir JR çalışanı olduğunu söyleyebilirim, değil mi? | Open Subtitles | بناءا على هذا التقرير استطيع ان اقول لك موظف ارجى اليس كذللك؟ |
Kurt sineği larvasını baz alırsak, kurbanın sadece beş gündür ölü olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | استنادا الى حجم يرقات الذبابة, سأقول بان ضحيتنا ميته من حوالي 5 ايام.. |
Benim için en önemli insanları öldüren bir iblis hakkında ne söyleyebilirim ki? | Open Subtitles | ماذا يمكنني أن أقول عن الشيطان الذي قتل أكثر الأشخاص أهمية لي ؟ |
Bir gazeteci olarak bunun gerçekten iyi bir hikaye olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | و كسيدة أخبار ، يمكنني أن أقول لك أنها قصة جيدة |
Düşündüm de, eğer sen de gelirsen seni eve bırakmam gerektiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أقول له أنني يجب أوصلك الى البيت عندما أريد الذهاب |
Zor bir karar oldu Komutan. Ama adil bir karar olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لقد كان قرار صعب أيها القائد .لكنى أقول أنه كان قرار عادل |
- Ben o gıda zehirlenmesi var olduğunu söyleyebilirim. - Gıda zehirlenmesi! | Open Subtitles | . أنا أقول أنها تعرضت لتسمم من الطعام تسمم من الطعام ؟ |
Tamam, dostum, Bu şekilde olacaksa, başka ne söyleyebilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | حسناً يا رجل، إن الأمر هكذا لا أدري ماذا أقول |
Ama yine sana şunu söyleyebilirim. Gerçek koşullar altında en azından.. | Open Subtitles | لكن مع ذلك يمكنني أن أخبرك هذا كحد أدنى، حد أدنى |
Yukarıdan bir emir gelmediği müddetçe bu işi halledemeyeceğimizi söyleyebilirim. | Open Subtitles | أخبرك فقط انه لا يمكن عمل أي شـيء دون موافقتهم |
Beni biraz endişelendirmişti aslında biraz değil bayağı fazlaydı, artık bunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | ..لقد كنت متحمساً جداً لذلك حسنٌ، بما فيه الكفاية، يمكنني قول ذلك |
- Şey, işinin güvenli olmadığını söyleyebilirim. - O dans ederdi. | Open Subtitles | حسناَ,استطيع ان اقول لك انّ عملها لم يكن آمِن كانت راقصه |
Duvardaki işaretlere bakarak buranın bir tapınak üzerine kurulduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | منالكتاباتعلىهذه الحوائط، سأقول أن هذه الحانة بُنيت على أنقاض معبد |
Sana onun ancak akıllı yakışıklı ve çok kibar biri olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع قوله لكِ بأنني أظن بأنه ذكي وسيم و رجل مؤدب جداً |
Laf kalabalığı, söz dizimi ve teşkilatlanmasına dayanarak bunu kimin yaptığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | استنادا إلى اسهاب، بناء الجملة، والهيكل التنظيمي، بأمكاني اخبارك من فعل هذا |
Hayır, ama başka bir şeye bakarak onun Bay Paine olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | لا, ولكنى استطيع ان اخبرك بشئ آخر على انه ليس السيد بيين |
Sana hemen söyleyebilirim ki, benim babam o düğünün parasını ödemez. | Open Subtitles | سأخبرك حالاً ، إن والدي لن يدفع أي شيء لهذا الزواج |
Yaklaşık 45 kiloluk bir kızın sakin adımlarla şu taraftan geldiğini ve sonra sıkıntı içinde şu tarafa doğru koştuğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إخباركم أن فتاة تزن أقل من 100 رطل أتت من هذا الإتجاه تمشي في هدوء ثم ركضت في حالة فزع |
Ve size koridorun iki tarafından ağır lobicilik faaliyetine maruz kalmasına rağmen çevre koruması için iten milletvekillini söyleyebilirim. | TED | كما يمكنني أن أخبركم عن المشرّع الذي وعلى الرغم من الضغط الشديد الموجه من كلا الجانبين دفع بالحماية البيئية. |
Neanderthal'a ilginiz olduğunu görüyorum. İsterseniz size onun hakkında birkaç şey söyleyebilirim. | Open Subtitles | أرى أنكِ مهتمة بالإنسان البدائي يمكني أن أخبركِ المزيد عنه لو أردتِ |
Bozulmaya bakarak iki ya da üç hafta önce öldüğünü söyleyebilirim. | Open Subtitles | من خلال مستوى التحلل كنت لأقول أسبوعان أو ثلاث على الأرجح |
Sana daha fazlasını söyleyebilirim ama şundan emin ol gerçekte, yaşlanmadın. | Open Subtitles | لن أستطيع إخباركِ بالمزيد، لكنـِّي أؤكـد لكِ. في الحقـيقة، لم يُصبكِ الكِـبَر. |
Bunu o kadar derinden hissediyorum ki, kendi düşüncemi size söyleyebilirim. | Open Subtitles | إن مشاعري لمن العمق بحيث أود أخبارك رأيي في هذا الأمر |