Bu, onun söyleyecek bir şeyi olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | كما قلتي أنه ليس من النوع المتكلم هذا لايعني أن ليس لديه ما يقوله |
Eğer söyleyecek bir şeyi varsa dinleyeceğim ama iyi bir şeyler olsa iyi olur. | Open Subtitles | اذا كان لديه ما يقوله ، أريد أن أسمعه. ولكن من الافضل أن يكون مفيداً. |
Gelmediğine göre söyleyecek bir şeyi yok. | Open Subtitles | فشله في الحضور يعني بأن ليس لديه ما يقوله |
- Onun söyleyecek bir şeyi yok. | Open Subtitles | ! ليس لديه شيئ ليقوله |
Tatlı patates çocuk yumruklarını ağzına tıktı ta ki söyleyecek bir şeyi kalmayana kadar. | TED | وأَقحم الصبي "حبة البطاطا" قبضته في فمه حتى لم يعد لديه ما يقوله. |
Belki onun söyleyecek bir şeyi vardır. | Open Subtitles | أظن أنه ربما يكون لديه ما يقوله |
Onu rahat bırakın. söyleyecek bir şeyi yok. | Open Subtitles | دعوه وشأنه ليس لديه ما يقوله |
Eşeğin söyleyecek bir şeyi yok. | Open Subtitles | الحمار ليس لديه ما يقوله |
söyleyecek bir şeyi var, söylemek istiyor, ben de bunu istiyorum. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه ما يقوله وهو يريد أن يقوله (أريده في (ستون دقيقة |
Müvekkilimin söyleyecek bir şeyi yok. Güzel. | Open Subtitles | موكلي ليس لديه ما يقوله |
Bize söyleyecek bir şeyi olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّ لديه ما يقوله لنا. |
Geliyor. Müvekkilin söyleyecek bir şeyi yok. | Open Subtitles | موكلي ليس لديه ما يقوله |
- söyleyecek bir şeyi olan tek kişi o değil. | Open Subtitles | -ليس الوحيد الذي لديه ما يقوله . |
söyleyecek bir şeyi varsa söylesin. | Open Subtitles | ... إذا كان لديه ما يقوله |