Evet. Bunu sen söyleyince heyecanı kaçtı. | Open Subtitles | أجل، تبدو مخيبة للآمال قليلا عندما تقولها أنت |
Böyle söyleyince kulağa ürkütücü geliyor. | Open Subtitles | انت فقط تقولها ,لكنني اعتقد انها مخيفه بعض الشئ |
Buradan uzakta olduğunu söyleyince, sizinle görüşmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | ولكن عندما أخبرته أنه بالخارج طلب منى التحدث إليكِ |
Nasıl oluyor da ben söyleyince tırmanma merdiveninin arkasında saklanmak zorunda kalıyorum? | Open Subtitles | ولمــاذا عندمــا قلتها أنــــا، إنتهى بي الأمــر إلى الإختبــاء خلف قــاعة الريــاضة؟ |
-Sen söyleyince ürperiyorum,bebeğim. | Open Subtitles | انت تصيبينني بالرجفة عندما تقولينها عزيزتي |
Söylemedim çünkü ilk kızlar söyleyince erkekler kendini ağırdan satmaya başlıyor. | Open Subtitles | نعم ، ولكني لم أقلها لأن الرجال يهربون عندما تقولها الفتاة أولاً |
-Sen öyle söyleyince midem kalktı. | Open Subtitles | يبدو مقرفاً جداً عندما تقولها بهذه الطريقة. |
Şey, öyle söyleyince saçma geliyor. | Open Subtitles | حسنا عندما تقولها بتلك الطريقة يبدو الأمر سخيفاً |
Üzülür sandım ama evi Bayan Reed'in aldığını söyleyince sevinmiş gibiydi. | Open Subtitles | اتصلت، واعتقدت بأنه قد يغضب، ولكن عندما أخبرته بأن مدام ريد قد اشترته يبدو أنه قد استثار قليلا |
Danny'yi, oğlunun performansını bu akşam seyretmesi için ayarlayacağımı söyleyince çok etkilendi | Open Subtitles | ..وكان أكثر من مذهول ..عندما أخبرته اننى أقدر علي ترتيب موعد .لداني حتى يشاهد أداء أبنه الليلة |
Ona, otel odasında sanırım hoşlandığım biriyle birlikte kaldığımı söyleyince... | Open Subtitles | لكني عندما أخبرته أنني اقيم مع شخص من النوع الذي اعجب به |
Sanki bir şey beni tırmalıyordu, beni kelimeyi söyleyince. | Open Subtitles | تلك الكلمة اصبحت مثل كانت تلتصق إبر في كل مرة قلتها |
Dediklerime hiç kulak asmıyorlardı ama onun ismini söyleyince kulak kesildiler. | Open Subtitles | لم يكونوا يصغون إلى كلمة مما أقوله ولكن حالما ذكرته أصغوا إلى كل كلمة قلتها |
Tanrım! Sen böyle söyleyince daha da korkunç durdu bak. | Open Subtitles | يا الهي, عندما تقولينها بصوت عالي هكذا تبدو شنيعة |
Böyle söyleyince aptalca geliyor. | Open Subtitles | عندما تقولينها على هذا الشكل تجعلين الأمر يبدو غير مهم |
Tabii bu şekilde söyleyince insana çok aptalca geliyor. | Open Subtitles | بالرغم من أنكِ حينما تقوليها هكذا فيبدو الأمر غبياً |
Şimdi siz söyleyince düşündüm de, ben de hiç anlayamıyorum hanımefendi. | Open Subtitles | أما وقد ذكرتي هذا سيدتي أنا لا أستطيع أيضا |
Sonra kocanız, elması satmak istediğini söyleyince her şeyi mahvetmiş oldu. | Open Subtitles | و قد قام زوجك بإرعابك عندما قال أنه ينوي بيعها ؟ |
Bunu yüksek sesle söyleyince o kadar da asil durmadı. | Open Subtitles | لـم يقترب صـوتي من النبل عندما قلت ذلك بصوتٍ عالٍ |
Ben söyleyince gidebilirsin. Bana bir dikiz aynası getir. | Open Subtitles | أنت سترحل عندما أقول لكّ أحضر لي المرآه الخلفية |
- Carlos evden ayrılacağımı söyleyince eşyalarımın çoğunu yaktı. | Open Subtitles | لقد احرق كارلوس معظم اشيائي عندما اخبرته انني سأنتفل |
Tatlım, böyle şeyler söyleyince, Onu büyük hissettiriyorsun. | Open Subtitles | عزيزي ، عندما تقول أشياءً كهذه أن تجعلُهُ بهذا الحجم |
O tonla söyleyince çok yargılayıcı oluyor. | Open Subtitles | عندما تقولين ذلك بتلك اللهجة فأنت تقومين بالحكم عليّ |
Annem, cuma geceni bana matematik çalıştırmak için feda edeceğini söyleyince... | Open Subtitles | عندما أخبرتني أمي أنك ستضحين بليلة الجمعة لتساعدينني في دراسة الرياضيات |
Neyse, ona evleneceğimizi söyleyince seni kabul etmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | على أي حال عندما أخبره بأننا سوف نتزوج سيكون عليه القبول بك |
Sen öyle söyleyince, korkunç duygusuz oluyor. | Open Subtitles | عندما تصيغ الأمر بهذه الطريقة، فهذا فظيع وقاسٍ. |