Üyelerimin maaşlarıyla yatırım yapmak söz konusu olduğunda emin olmak isterim. | Open Subtitles | لا أشارط على المجهول عندما يتعلق الأمر باستثمار رواتب تقاعد الموظفين |
Sigorta söz konusu olduğunda o kadar da iyi olmuyoruz. | TED | لا نفعل ذلك جيدا عندما يتعلق الأمر بالتأمين. |
Kadınların sağlığı, LGBT sağlığı, alternatif tıp uygulamaları, önleyici tıp ve ölüm kararı söz konusu olduğunda, değerlerimizi ekleyelim. | TED | نضيف قيمنا عندما يتعلق الأمر بصحة المرأة، صحة الشواذ، الطب البديل، الطب الوقائي، وقرارات إنهاء الحياة. |
İlişkiler söz konusu olduğunda neden bahsettiğini bildiğini anlamaya başladım. | Open Subtitles | عندما يأتى الكلام الى العلاقات ابدأ ارى انكى بالفعل تعرفين ما تتكلمى عنه. |
Şimdiden ona benzemiş bile. Özellikle başını derde sokmak söz konusu olduğunda. | Open Subtitles | وهو يشبهها أيضاً خصوصاً عندما يتعلّق الأمر بالتورط في المشكلات |
Şu birkaç yıldır şirket sahipleri söz konusu olduğunda, gerçekten şeffaflığa gidiş olduğunu gördük. | TED | على مدى العامين الماضيين، شهدنا دفعة حقيقية نحو مزيد من الشفافية عندما يتعلق الأمر بتملك شركة. |
Ama yenilgi söz konusu olduğunda çok kötü olduğunu söylüyorlar. | TED | ولكنهم يقولون عندما يتعلق الأمر بالخسارة، فإنّك سيئةٌ به جداً جداً جداً. |
Yani demem o ki, ekonomik güvence söz konusu olduğunda bunun başı da sonu da varlıklı olmaktır. | TED | في الأساس، عندما يتعلق الأمر باﻷمن الاقتصادي الثروة هي البداية والنهاية. |
Girişim fonu söz konusu olduğunda girişimcilerin, yatırımcıları start-up'larının başarı potansiyeli konusunda ikna etmesi gerekiyor. | TED | ومع ذلك، عندما يتعلق الأمر بتمويل المشاريع، أصحاب المشاريع بحاجة لإقناع المستثمرين بإمكانية ربح شركتهم الناشئة. |
Sözde kibar kişilerin bile altın söz konusu olduğunda böyle düşündüklerini biliyorum. | Open Subtitles | أننى أعرف فحسب نوع الأفكار التى يفكر بها حتى الشرفاء عندما يتعلق الأمر بالذهب |
Ama aşk söz konusu olduğunda, benim için yalnızca teğmen var. | Open Subtitles | و لكن عندما يتعلق الأمر بالحب، هو من أملكه فقط. |
Ama kaba kuvvet söz konusu olduğunda... korkarım gen havuzunun sığ kısımlarındayım. | Open Subtitles | 40,776 لكن عندما يتعلق الأمر بالقوة العنيفة أخشى أنها في النهاية الضحلة لبركة جين |
İblis bilimi filan söz konusu olduğunda, kimse eline su dökemez ama flört etmeye gelince, Avcı benim. | Open Subtitles | ربما تكوني أنتِ مثيرة عندما يتعلق الأمر بالشياطين لكن عندما يتعلق بالمواعيد الغرامية أكون أنا المبيدة |
Böyle bir şey söz konusu olduğunda saçmalamazdık. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بشيء كهذا يجب ألا نضيع الفرصة |
Evlenme hukuku söz konusu olduğunda senin, avukatların en iyisi olduğunu kötü bir deneyimle öğrendiğim için buradayız. | Open Subtitles | هاوارد وأنا هنا لأنني تعلمت ، من خلال التجربة المرة عندما يتعلق الأمر بالزواج والقانون ، فأنت الأفضل |
Gönül işleri söz konusu olduğunda bunlara lisedeyken sahip miydik? | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بالمسائل القلب، لم لدينا ذلك الحق في المدرسة الثانوية؟ |
İlişkiler söz konusu olduğunda neden bahsettiğini bildiğini anlamaya başladım. | Open Subtitles | عندما يأتى الكلام الى العلاقات ابدأ ارى انكى بالفعل تعرفين ما تتكلمى عنه. |
Nedense katiller söz konusu olduğunda hiç yanılmıyorlar. - Neden acaba? | Open Subtitles | إنّها مصيبة دائماً عندما يتعلّق الأمر بالقتلة، فلم ذلك؟ |
Disiplin söz konusu olduğunda bazen yaratıcı olmak gerekir. | Open Subtitles | عندما يصل الأمر للنظام يجب أن تكوني مبتكرة |
Olması gereken birçok şey, Peter söz konusu olduğunda gerçekleşmiyor gibi. | Open Subtitles | يبدوا إنّ هنالكَ الكثير من الأمور التي يجب أنْ تحصل ل(بيتر) لا تحدث معه |
Fakat uçurumun kenarında silahsız dövüş söz konusu olduğunda suya düşen sen olursun, kıçı yere yakın herif. | Open Subtitles | لكن عندما يؤول الأمر إلى مسألة القتال الأعزل على حافة الهاوية تسقط أنت في الماء أيها القصير الوغد |