Aynı sözcük, "normal", iki farklı hatta zıt anlamlara sahipti. | TED | تلك الكلمة نفسها، "عادي،" كان لها معنيان مختلفان، ومتضادان تقريبا. |
İngilizce konuşan herkes neyin bir sözcük olduğuna ya da olmadığına beraber karar verebilir. | TED | كل الأشخاص الذين يتحدثون الإنجليزية، هم من يحددون معًا ما الكلمة وما التي ليست بكلمة. |
Ama aslında buradaki en zor sözcük, en önemsiz gözükenlerden biri: "Sen" (you) | TED | لكن في الحقيقة الكلمة الأصعب ترجمتها هي إحدى أصغر الكلمات وهي"أنت" ، "you" |
Ve tabi bir de "g" sözcüğü var, zihinsel engelli insanların çoğu insan için hala görünmez olduğunu kanıtlayan sözcük. | TED | ثم يوجد تلك الكلمات الجارحة والمهينة التي تثبت أن ذوي الإعاقات الذهنية لا زالوا غير مرئيين بالنسبة للعديد من الأشخاص. |
İnsanın bazen yüreğinden geçenleri söyleyecek sözcük bulması çok zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب أحيانا أن تجد كلمات للتعبير عما يوجد بقلب المرأ. |
Neler olup bittiğini asla anımsamazsın ama söylediğim her sözcük aklında. | Open Subtitles | لا تستطيع تذكر ما يحدث ولكنك تتذكر كل كلمه أقولها |
Çünkü okuma, sözcük seslerinin yazımsal veya görsel temsili biçimlere çevrilmesine bağlıdır. | TED | لأن القراءة تعتمد على ترجمة أصوات الكلمة إلى شكل هجائي أو بصري للتمثيل. |
Eğer sözcük seslerinin beyindeki temsili yoksa, çeviri anlamsız olur. | TED | إذا لم يكن لديك تمثيل دماغي لأصوات الكلمة فلن يكون للترجمة معنى. |
şimdi kötü bir sözcük oldu. Aslında teras anlamına geliyor -- ve geceleri orada dışarıda uyurduk. | TED | واليوم أصبحت هذه الكلمة تعبيرا سيئا. وتعني شرفتهم، وكنا ننام هناك ليلا. |
- Belki "çok" doğru sözcük değil. - Biraz muğlâk kaçıyor. | Open Subtitles | ربما القليل ليست الكلمة الصحيحة دعينا نقول أنها لا تؤدى المعنى بدقة |
En doğru telaffuz ettiğin almanca sözcük bu sanırım. | Open Subtitles | من الممكن أن تكون هي الكلمة الألمانية لقد نطقتيها بشكل جيد |
- Bu doğru sözcük mü? | Open Subtitles | ـ ممتلئة قليلاً ـ هل هذه هى الكلمة الصحيحة؟ |
Oynarken hissettiğim huzuru tanımlamak için sözcük bulmakta zorlanıyorum. | TED | بالكاد يمكنني إيجاد الكلمات لأصف السكون الذي كنت أشعر به وأنا أمثل. |
Yardım edemediği nokta ise sözcük kalıplarını öğrenmeleri. | TED | ما لا يساعدهم البرنامج على تعلمه هو معرفة أنماط الكلمات. |
Bir sözcük veya bir olay belleğini harekete geçirebilir ama Alzheimer'in çaresi yok. | Open Subtitles | بضعة كلمات أَو حالات قَدْ تثيرُ بَعْض الذكريات لكن النسيانَ لَيْسَ لهُ علاجُ. |
İnsanlar onu sıradan bir sözcük veya bir hakaret olarak kullanıyorlar. | TED | يتخدمها الناس وكأنها مجرد كلمات عابرة أو طريق للإهانة. |
Şimdi Londra'ya gidin, Parlamento meydanındaki anıtlarda ve David Lloyd George'un anıtında sadece üç sözcük olduğunu göreceksiniz: David Lloyd George. | TED | الآن مايوازي هذا في لندن في ساحة البرلمان وسترى أن نصب ديفيد لويد جورج يتضمن ثلاث كلمات: ديفيد لويد جورج. |
"Uyruk". Bu karmaşık bir sözcük. Kübalı mısın? | Open Subtitles | جنسيه , يا لها من كلمه كبيره و هل انت كوبي ؟ |
Bunun çapını tanımlamak için bulabildiğim tek sözcük "İncil'e ait". | Open Subtitles | الكلمه الوحيده لوصف هذا الشيئ هى أنه هائل |
Yalıtılmış bir sözcük, veya bir tasarımın ayrıntısı pekala anlaşılabilir. | Open Subtitles | كلمة معزولة، أو تفصيل من تصميم من الممكن أن يُفهم |
Gerçekten. Buna karşılık gelen bir sözcük mü vardı ne? | Open Subtitles | هل هناك مصطلح لذلك ؟ |
"Sahip olunan şeyler" anlamında 4 harfli sözcük? | Open Subtitles | ماهو المرادف لكلمة "ممتلكات" في أربع أحرف؟ |
Her gün yeni bir sözcük öğrenmeli ve bu konuda rahat olmalısın. | Open Subtitles | .... تتعلم كل يوم كلمةٌ جديده و . وبعدها ستكون مرتاحاً مع ذلك |
Ama diyeceğim şu ki, inkar, sevdiği birinin ölümüyle yüzleşen kişinin yaşadıklarını tasvir etmekten çok ama çok uzak bir sözcük. | TED | ومع ذلك سأقول لكم ان النكران ليست كلمة قوية كفاية لوصف ما عانيناه أنا وهؤلاء الذين يواجهون موت احبائهم |
sözcük profesörü gelmiş. | Open Subtitles | إنه استاذ المرادفات |