Şehirlerin veraset devrimine ihtiyacı var. Bu da sözleşmenin esasları konusunda ülke yönetimi ile uzlaşmayı gerektiriyor. | TED | ما تحتاجه المدن هو ثورة لنقل السلطة، وذلك سيتطلب التفاوض على بنود العقد مع الدولة الوطنية. |
Bu sözleşmenin yararı herkes tarafından anlaşıldığı zaman açgözlülüğe olan yönelim fazlasıyla düştü. | TED | ولكن حال أن أصبحت الفائدة من العقد الاجتماعي واضحة للجميع، انخفض الدافع للغش بشكل كبير. |
sözleşmenin uygulanmasını istiyor. | Open Subtitles | لم يستطع أحدهم اثناءه عن مطلبه البغيض بتحقيق مانص عليه العقد من جزاء |
sözleşmenin ilk aşamasından itibaren, parayı Kolomb'tan Timsah'a transfer et. | Open Subtitles | قوموا بتحويل مال المرحلة الأولى من العقد من كولومبوس إلى التمساح |
sözleşmenin bitmek üzere olduğunu göz önünde bulundurursak gelecek ay reytingleri kaderini doğrudan etkileyecektir. | Open Subtitles | أتخيل أن عقدك لهذا الوقت وتقييمات هذا الوقت ستؤثر بهذا |
Benimle yaptığı sözleşmenin, bebek büyütmek dışında her tür rahim faaliyetini ona men ettiğini hatırlat. | Open Subtitles | تأكد من انها مدركة من ان العقد المخصص بيني وبينها محدد لمتابعة نشاط الحمل بطريقة مدروسة |
Bu, açıkça sözleşmenin ihlali. | Open Subtitles | ،أن هذا خرق لبنود العقد ويمكننا المقاضاة |
sözleşmenin 44. sayfasını açabilirseniz... | Open Subtitles | الآن ، ايمكننا ان ننظر إلي الصفحة 44 من العقد رجاءاً؟ |
Ancak, daha dikkatli incelediğimizde sözleşmenin hiç onaylanmadığını ve bu nedenle, yasal veya başka bir şekilde bağlayıcılığı olmadığını fark ettik. | Open Subtitles | مع ذلك ، بالنظر عن كثب لقد اكتشفنا بأن العقد لم يصدق مطلقا وبذلك فأنها ليست ملزمة قانونيا أو بأي طريقة أخرى |
sözleşmenin altında kocanızın adını görüyor musunuz? | Open Subtitles | انتى يمكنك ان ترين أسم زوجك فى أسفل هذا العقد |
Hazırladığım sözleşmenin düzeltilmiş hâline bakma fırsatınız oldu mu? | Open Subtitles | هل واتتك الفرصة لتنظر في تعديلات العقد الذي أعددته لك؟ |
İşbu sözleşmenin geçerliliği alıcı ve satıcının karşılıklı yapacağı falan filan... | Open Subtitles | إذن، موافقة الشركة على هذا العقد مشروطة بالمشتري والبائع.. والحصول على إلخ، إلخ، إلخ.. |
sözleşmenin günün hangi zamanında imzalandığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكرين في أي ساعة من اليوم وقع العقد ؟ |
Müvekkilim Anna için onaylı sözleşmenin tahkimi var. | Open Subtitles | إنه نزاع للإرغام بتنفيذ العقد لموكلتي آنا |
Müvekkilimle yaptıkları 5 milyon dolarlık onaylı sözleşmede hile yaptılar, ...ve onaylı sözleşmenin tahkimi iki saat içinde yapılacak, ...ama ben zamanında dışarı çıkamayacağım. | Open Subtitles | لقد نقضوا عقد لترويج سلعة يبلغ قدره 5 ملايين مع موكلتي وجلسة تحكيم النزاع على العقد سوف تُعقد بعد ساعتين |
Sözleşme bitene kadar bunu yapamazlar, ...ama siz sözleşmenin bittiğine karar verdiniz. | Open Subtitles | لا ، لا يمكنهم فعلُ ذلك إلا إذا إنتهى العقد وأنتي إخترتِ إنهاء العقد |
Sayın Yargıç, davalı sözleşmenin bütün olarak zorlayıcı olmadığını belirtiyor. | Open Subtitles | ،حضرة القـاضـي أنّ المُدعى ينص أنّ هذا العقد ككامل ليس قسري |
Sayın Yargıç, müvekkilim sözleşmenin ihlal edildiği açıklayıcı bir hüküm öneriyor. | Open Subtitles | حضرة القـاضـي، عميلايّ، يودّان لـحكم تفسيري لأنّ العقد قد خٌرق |
Bu sözleşmenin kâr katkısı ile hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا العقد ليس له أيّ شيء بالمشاركة بالفوائد. |
Fransa bu sözleşmenin üzerine İskoçyayla savaşı göze alamaz. | Open Subtitles | فرنسا لا يمكنها تحمل حرب مع أسكوتلاندا بسبب العقد. |
sözleşmenin bitmek üzere olduğunu göz önünde bulundurursak gelecek ay reytingleri kaderini doğrudan etkileyecektir. | Open Subtitles | وبذلك يمكنني الاعتقاد أن عقدك محدد المدة وتقييمات الشهر القادم ستؤثر بذلك |