Yunus sürüleri de ayrılıyor ve Agulhas Burnu'na geri dönüyor. | Open Subtitles | تتفرّق قطعان الدلافين الخارقة ويبدأون رحلة العودة الطويلة لجنوب أفريقيا |
Bu yüzden buradaki kurt sürüleri güney bölgelerdekilerden daha küçük. | Open Subtitles | ما يضطر قطعان الذئاب تقليص عددهم مقارنةً مع أقصى الجنوب |
Yiyecek için umutsuzluğa düşen, bazı dinozor sürüleri, hala verimli ve yeşil olan kendi büyük vadilerini arayarak, batıya doğru yola koyuldular. | Open Subtitles | للحصول على الغذاء بعض قطعان الديناصور اتجهت نحو الغرب بحثآ عن واديهم العظيم |
Hayvan sürüleri işe yaramaz kemik yığını. | Open Subtitles | تلك القطعان ليست سمينة إنها هزيلة ونحيلة |
Keskindişler gizlice sürüleri izleyerek, sürüden ayrılanları yakalamak için bekliyorlardı. | Open Subtitles | ذو الأسنان الحادة يطارد القطعان منتظرآ من يضل منهم |
Ana fikir, büyük grupları veya sürüleri oluşturmak için bir araya gelmeleri. | TED | الفكرة الأساسية أنها تتجمع في مجموعات كبيرة أو أسراب. |
Balık sürüleri, kasvetli suların 80 metre derinliklerindedir ve martılar nefeslerini yaklaşık 2 dakika tutmalıdır. | Open Subtitles | توجد الأسراب عند عمق 80 متراً في الأعماق المعتمة ويلزم الغلموت أن تحبس أنفاسها لدقيقتين تقريباً |
Yüzlerce metre öteden balık sürüsünün seslerini fark ettiler ve oyuncaklarını geride bırakıp sonarlarını kullanarak sürüleri takip etmeye başladılar. | Open Subtitles | لقد التقطت صوت أسماك تتجمع علي بعد مئات الأمتار منها و ها هي تبدأ بتعقب أفواج الأسماك بواسطة "السونار" لديها. |
Karıncaların kendilerine süt ve şeker üreten hayvan sürüleri olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعلمون أن النمل لديه قطعان من الماشية التي تمنحة اللبن والسكر ؟ |
Geç Kretase'de, boynuzlu otobur sürüleri oldukça yaygın ve bir çok avcıyı cezbediyor. | Open Subtitles | كانت قطعان هذا الضخم النباتي شائعة جدا في العصر الطباشيري المتأخر وتجتذب الكثير من الحيوانات المفترسة |
Büyük hayvan sürüleri yiyecek ve su bulmak için aylarca göç ediyor ve bir olayın yaşamlarını değiştirmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | ترتحل قطعان كبيرة من الحيوانات لشهور بحثاً عن الطعام والماء منتظرين حدثاً سيغيّر حياتهم كثيراً |
Çok geçmeden fil ve manda sürüleri de onlara katılacak. | Open Subtitles | وقريباً سينضمّ إليهم قطعان الفيلة والجاموس |
Otçul sürüleri, her gün milyonlarca ton gübre üretiyorlardı. | Open Subtitles | كانت قطعان الحيوانات العاشبة تنتج ملايين الأطنان من السماد كل يوم. |
Bir koyunun sürüden ayrı düşme ihtimaline karşı ilk önce sürüleri kontrol ettiği artık bilinmekte. | Open Subtitles | يُعرف الآن أنها تتحقق عادة من القطعان أولاً لفرصة العثور على ضالّ |
Ama bunu nerede yaparlarsa yapsınlar, büyük yumurtlama sürüleri üremek için toplandıklarında deniz kuşlarının ihtiyacı olan yiyecek yoğunluğunu sağlarlar. | Open Subtitles | ولكن ، أينما كانوا يقومون بذلك، فإن القطعان المُفرخة الضخمة.. تعتبر الغذاء المركزي الذي تحتاجه طيور البحر.. عندما يجتمعوا للتكاثر. |
Bu üç kuralı uyguladığımızda birden bire bilrikte hareket eden sürüler görmeye başlıyoruz. Tıpkı kuş veya balık sürüleri gibi görünen sürüler bunlar. | TED | و عندما نطبق هذه القوانين الثلاث، نرى تلقائيا تجمعات و التي تبدوا كتجمعات الأسماك أو أسراب الطيور. |
50 kilometre uzakta, mürekkep balığı sürüleri süratle yüzeye yükseliyor. | Open Subtitles | على بعد ثلاثون ميلاً، أسراب سمكِ الصبّار يَتدفّقُ إلى أعلى نحو السطحِ. |
Hayal edilemeyecek kadar çok balık sürüleri vardı. | Open Subtitles | كانت هناك أسراب كبيرة من السمك لا نتخيلها |
sürüleri bulmanın en iyi yolu yunusları takip etmek. | Open Subtitles | أفضل طريقة لهم للعثور على الأسراب بأن يتبعو الدلافين |
Balık sürüleri açık deniz yırtıcılarından korunmak için sahil şeridine yanaşıp sığınacak bir yer arıyorlar. | Open Subtitles | أفواج السمك مثل هذه تطلب اللجوء من مفترسي المحيط المفتوح بالبقاء قرب خطّ الشاطئ |
Saat 17:30 olduğunda, köpek sürüleri gibi dağılıyorlar. | Open Subtitles | يهرعون خارجين عند الخامسة والنصف كقطيع من الكلاب |
Her ay, yüz bin somun ekmek Ulu Han'ın sürüleri büyüdüğünde keçi sütü ve sığır eti dağıtıyoruz. | Open Subtitles | نُوزّعُ 100,000 أرغفة خبز كُلّ شهر... عندنا حليب عنزةِ ولحمِ ثورِ إنّ قطعانَ الخان العظيمة سمينة. |