Zavallı çocuk kedi gibi sandalyenin arkasına sürünmüş ve kusmuş. | Open Subtitles | الطفل المسكين زحف خلف الكرسي مثلالقطةوتقيأ. |
Yeni Zelanda'daki bir ahtapot akvaryumundan kaçmış, gider deliğine kadar sürünmüş ve oradan da okyanusa ulaşmış. | Open Subtitles | كان هناك الأخطبوط في نيوزيلندا التي هربت خزان، زحف على طول الطريق عبر الكلمة |
Yaratık ona saldırdıktan sonra dışarıda biraz sürünmüş. | Open Subtitles | زحف خارج الحظيرة وبعدها حصل ذلك |
- Yılanlar. - Yılanlar. Çocukken, bir tanesi küvetinde ona sürünmüş. | Open Subtitles | واحد صعد زحفا عند حوض الإستحمام عندما كانت طفلة |
Niye yolda sürünmüş olabilir? | Open Subtitles | لماذا يتحرك أحد ما زحفا على الطريق؟ |
Hiçliğin ortasındaki bir grup ağacın içinde o koruda böyle sürünmüş. | Open Subtitles | وزحف في الوحل بين مجموعة من الأشجار في منتصف مكان مجهول |
Tanrım, sürünmüş ve ölmüş birşey olmalı. | Open Subtitles | يبدو ان احدهم زحف هنا و مات |
Hiçliğin ortasındaki bir grup ağacın içinde o koruda böyle sürünmüş. | Open Subtitles | وزحف في الوحل بين مجموعة من الأشجار في منتصف مكان مجهول |
Şuradan şuraya kadar sürünmüş. | Open Subtitles | وزحف من هناك إلى هناك |