- Bir at sürüsünü güneye götürüyoruz tepenin hemen ardında. | Open Subtitles | نحن نقود قطيع من الخيول إلى الجنوب بضبط فوق التل |
Sol altta, bir aslanın av için bir antilop sürüsünü süzüşünü gösteriyor ve sağda gördüğünüze ise, aslanın görüş açıklığı adını verdim. | TED | يظهر اسفل اليسار أسد يلتفت إلى قطيع من الظبيان ليصطاد أحدهم وفي اليمين يظهر ما أطلق عليه نطاق رؤية الأسد. |
Fakat bu hayvan sürüsünü beslemek gezegenimize büyük zararlar veriyor. | TED | ولكن الحفاظ على هذا القطيع يأخذ ثمناً كبيراً من كوكبنا. |
İyi bir çoban kurtlar ulurken sürüsünü terk edip kaçmaz. | Open Subtitles | الراعي الجيد لا يترك القطيع حينما تآتي الذئاب |
Neden savaşsın? O bir çoban. Tüm kariyerini sürüsünü aslan ve kurtlardan korumak için bir sapan kullanarak geçirdi. | TED | إنه راع. أمضى عمره كراعي مستعملا سرجه في صد هجمات الأسود والذئاب عن قطيعه. |
Jacob, Laban'ın sürüsünü güderek, yedi yıl hizmet etti. | Open Subtitles | وهكذا خدم يعقوب سبع سنوات يرعى خراف لابان |
Başkalarının sürüsünü kovalayıp dağlarda üşümek için yaşlandım artık. | Open Subtitles | أصبحتُ كبيراً على هذا، الأستلقاء على نبات الخلنج لِمطاردة قطيع رجال آخرين. |
Koca bir at sürüsünü devirecek kadar uyuşturucu var burda. | Open Subtitles | معك مخدّرات كافية لتخدير قطيع من البغال. |
Çığırtkan sürüsünü sivil halktan uzaklaştırmayı başardım. | Open Subtitles | انا إستطاع قيادة قطيع شريكير بعيدا عن السكان المدني. |
Bir antilop sürüsünü yakıp kavurabilirsin. | Open Subtitles | أو أن تقوم بطهي قطيع من الحيوانات البرية |
Kar fırtınasında bir bufalo sürüsünü izlemek gibi bir şey. | Open Subtitles | سيكون مثل مشاهدة قطيع من الجواميس في عاصفة ثلجية |
Şimdi git oraya ve tıpkı bir köpek balığının, askeri araçla chum* pantalonu giymiş bir ayı balığı sürüsünü yara yara ilerlemesi gibi yürüt o toplantıyı. | Open Subtitles | الأن أدخلي إلى هناك وأديري هذا الإجتماع مثل سمكة قرش تقود شاحنة مُدرّعة خلال قطيع من الفقمات يرتدون بناطيل ضيقة |
Eğer kavga eden karga sürüsünü görürsen | Open Subtitles | لو أنك رأيتَ القطيع من الغربان يتقاتلون عليها |
Lider dişi fil suyun kokusunu alıyor ve sürüsünü son bir gayret için cesaretlendirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | يمكن للقائد أن يشم رائحة الماء و يشجع القطيع هلى المواصلة و أن يبذلوا أقصى ما لديهم |
Büyüye inanmam. Ama hükümetimizin, korkmuş sürüsünü koruyacak bir sistem üretmek için yıllarca çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | لا أؤمن بالسحر، وأعرف أنّ الحكومة قضت سنوات بمُحاولة بناء شيءٍ لحماية القطيع الصغير المذعور. |
Şu tepenin arkasında İhtiyar Fred adlı bir çoban... koyun sürüsünü böyle kaybetti. | Open Subtitles | فقط على تلك الحافة هناك حيث راعي بسيط سمى فريد كبير السن فقد قطيعه من الخراف. |
Sonunda Mamadou sürüsünü hayat veren sulara doğru sürüyor. | Open Subtitles | وأخيرا ً يقود مامادوا قطيعه بإتجاه الماء الواهب للحياة. |
Shahuri sürüsünü koruyacak bir şey kalmadığında duracak. | Open Subtitles | شاهوري سيقوم بالمُستحيل مِن أجل الدِفاع عن قطيعه. |
Bana sanki o Rachel benmişim gibi konuşuyorsun babamın sürüsünü gütmek için yardıma ihtiyacım varmış gibi. | Open Subtitles | تتكلمين معى كما لو كنت أنا راحيل وبحاجة للمساعدة لرعاية خراف ابى |
Bombalar dün sürüsünü yok etmiş. | Open Subtitles | يقول ان القنابل قتلت ماشيته ليلة البارحة |
Muhtemelen sürüsünden atılmıştır. Ya da sürüsünü ele geçiren avcıların elinden kurtulmuştur. | Open Subtitles | محتمل أنه طُرد من جماعته ، أو نجى من جماعة تم صيدها |
Çok hafif bir uçakla, sakatlanmış bir kar kazı sürüsünü Miami'de kışı geçirdikleri bölgeye doğru takip ediyordu. | Open Subtitles | لقد كان يستخدم الطائره ليلاحق قطيعاً من الأوز الكندي لقد كان عائداً إلى ميامي وقد كانت تمطر |
Bin metre yukarıda Chadden nadir kurt sürüsünü görüyor. | Open Subtitles | من علو 900 متر، يلمح (تشادن) نظرةً لقطيع الذئاب المراوغ |