Bakteriyel bağışıklık sisteminde uzun süredir yer alan CRISPR şaşırtıcı da olsa aslında doğal bir süreçtir. | TED | مما يثير للدهشة، أنّ كريسبر هو فعليًّا عمليّة طبيعيّة والذي عمل لوقتٍ طويلٍ كجهازٍ مناعيٍّ بكتيريّ. |
Bu uzunca bir süreçtir ve sorumluluk gerektirir. | Open Subtitles | بل هي عمليّة طويلة الأمد تتطلّب إلتزامًا |
Aklındakileri bir araya getirmesi için zaman gerekiyor. Çok karmaşık bir süreçtir ama çok yakında katili öğreneceğimizden emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | لا تزال تجمع الأمور معاً في مخيّلتها إنّها عمليّة معقدة للغاية، |
Ryan, biriyle çıkman sadece evlenmek için karar vereceğin süreçtir. | Open Subtitles | رايان , المواعده إنها مجرد عمليه لإتخاذ قرار الزواج من شخص ما |
Bu bir süreçtir, Anna. | Open Subtitles | إنا عمليه مستمره آنا |
- Bu önemli bir süreçtir - Bu doğru - | Open Subtitles | -لإنها عمليه مهمه |
Aklındakileri bir araya getirmesi için zaman gerekiyor. Çok karmaşık bir süreçtir ama çok yakında katili öğreneceğimizden emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | لا تزال تجمع الأمور معاً في مخيّلتها إنّها عمليّة معقدة للغاية، |
Bu uzun bir süreçtir, ama kurtlar sabırlıdır. | Open Subtitles | إنها عمليّة طويلة، لكن الذئاب صبورة. |