Galaksimize yolculuk aracınızla bir kaç saat sürecektir. | Open Subtitles | الرحلة إلى مجرتنا ستستغرق ساعات بهذه المركبة بواسطة السحب |
Verileri analiz etmemiz yıllar sürecektir. | Open Subtitles | أعني , انها ستستغرق سنوات لتحليل جميع البيانات. |
Roma'ya uçuşumuz 55 dakika sürecektir. | Open Subtitles | مدة رحلتنا الى روما ستستغرق 55 دقيقة |
Kurbanların kimliklerine dair temiz bir resmin alınması birkaç hafta sürecektir... | Open Subtitles | ولكن هذا سيستغرق لأسابيع قبل توضيح الصورة الكاملة عن ماهية الضحايا |
Kurbanların kimliklerine dair temiz bir resmin alınması birkaç hafta sürecektir... | Open Subtitles | ولكن هذا سيستغرق لأسابيع قبل توضيح الصورة الكاملة عن ماهية الضحايا |
İşte anahtar nokta: Eğer fitili bir tarafından başlatınca 30 saniye boyunca yanıyorsa fitilin yanması 30 saniye daha sürecektir. | TED | ها هي الفكرة الرئيسية: إذا أشعلت خيط من جانب واحد، سيستغرق حرقه 30 ثانية، سيتبقى 30 ثانية أخرى لحرق ما بقي منه. |
İmparator olduğum sürece, kanun hüküm sürecektir. | Open Subtitles | ما دمت أنا الإمبراطور، فسيسود القانون |
Her odayı aramak çok uzun sürecektir. | Open Subtitles | سنستغرق وقتاً كبيراً جداً لو بحثنا غرفة بغرفة |
Görev üç hafta sürecektir... ama altı hafta sonra Washington sabırsızlanmaya başlamıştır. | Open Subtitles | كانت ستستغرق المهمة 3 أسابيع، لكن بعد مرور6 أسابيع، كان صبر "واشنطن" قد قارب على النفاد |
Bu şekilde iyileşirsen, bir gün sürecektir. | Open Subtitles | بطريقة شفاءك فغالباً ستستغرق يوم |
uçuşumuz 7.30 saat sürecektir. | Open Subtitles | "الرحلة إلى "نيس" ستستغرق سبع ساعات ونصف" |
Nice'e yolculuğumuz yedi saat otuz dakika sürecektir. | Open Subtitles | "الرحلة إلى "نيس" ستستغرق سبع ساعات ونصف" |
Fakat, o dağlara tırmanmak beş gün sürecektir. | Open Subtitles | ستستغرق خمسة ايام لتسلق تلك الجبال |
Bu paneli hallettiğimizde, anti-yerçekimi platformunun kapanması bir kaç saniye sürecektir. | Open Subtitles | حينما تنفجر تلك الشحنة، سيستغرق الجهاز المضاد للجاذبية لينطفئ |
Evet ama binlerce savaş başlığı var. Listenin tamamlanması bir saat sürecektir. | Open Subtitles | نعم، ولكن هناك الالاف من الرؤوس النووية، سيستغرق الأمر ساعة كي يتم الحذف بالكامل |
- En az 24 saat sürecektir. - 24 saat mi? | Open Subtitles | سيستغرق الأمر 24 ساعة على الأقل 24 ساعة؟ |
Kampüsü boşaltmak iki veya üç gün sürecektir. | Open Subtitles | بشكل واقعي سيستغرق يومان او ثلاثة لافراغ الحرم |
Işık hızında hareket edebilsek bile oraya varmak birkaç bin yıl sürecektir. | Open Subtitles | وبالنظر إلى أنه حتى لو استطعنا السفر بسرعة الضوء، فالأمر سيستغرق عدة آلاف من السنوات للوصول إلى هناك |
İmparator olduğum sürece, kanun hüküm sürecektir. | Open Subtitles | ما دمت أنا الإمبراطور، فسيسود القانون |
Yemek en az bir saat sürecektir ama Sheldon onaylı sinemaların yakınında Sheldon onaylı bir restoran göremiyorum. | Open Subtitles | ولا يمكن لأي قدر من الدعم القطني "يقصد المقاعد" يقدر ان يعوض ذلك حسنا سنستغرق ساعة على الاقل لنأكل |
Hedefleme serisi yedi dakika kadar sürecektir Kaptan. | Open Subtitles | متتالية تحديد الهدف ينبغي أن تستغرق سبع دقائق، أيها القائد. |