Ben bir süreliğine kayboluyorum, yani beni arama her şey halloldu mu? | Open Subtitles | اسمع, سأختبيء لبعض الوقت لذلك لاتتصل بي تم التعامل مع كل شيء؟ |
Umarım onu senden uzun süreliğine ayıracak bir şey değildir. | Open Subtitles | أتمنى أن لا يكون هذا سبباً يبعده عنك لبعض الوقت |
Monarşik olmak istemiyorlardı, sadece sınırlı bir süreliğine Kral olabileceğinizi düşünüyorlardı. | TED | ولم يكونوا يريدون الملكية بذاتها هناك كانت لديهم الفكرة بأن الملك يمكن أن ينتخب لمدة محددة. |
Ve bu bir süreliğine, doğruymuş gibi gitti. Bayan Drucker'ı tanıyana kadar. | TED | ونجحت لوقت من الزمن, الى ان التقيت بالسيدة دراكر. |
Herhangi birine burada kısa bir süreliğine burada kalacağımı, söylemezsin değil mi? | Open Subtitles | أتظنين انه باستطاعتك ألا تخبري أحدا اني هنا فقط لفتره وجيزه ؟ |
çok kısa süreliğine olsa dahi hiç yalnız yaşamamıştım, Ve bütün gece boyunca yanımda horlayan deniz aslanlarıyla birlikte hiç uyumamıştım. | TED | ولم يسبق لي العيش بمفردي لأي فترة من الوقت ولم يسبق لي أيضاً النوم مع الفقمات التي تغط إلى جانبك طوال الليل |
Kısa bir süreliğine gözlerinizi kapatabilir misiniz ? | TED | لذا لو تقومون جميعًا بإغلاق أعينكم للحظة فقط، موافقون؟ |
Sen yokken babam kalp krizi geçirdi ve bir süreliğine öldü. | Open Subtitles | بينما كنتِ في السفر أصيب أبي بنوبة قلبية ومات لبعض الوقت |
Sen yokken babam kalp krizi geçirdi ve bir süreliğine öldü. | Open Subtitles | بينما كنتِ في السفر أصيب أبي بنوبة قلبية ومات لبعض الوقت |
Romantik şeylerden uzak durmaya çalışıyorum en azından bir süreliğine. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أبقى بعيدة عن الرومانسية فقط لبعض الوقت |
Belki de bir süreliğine işlerin senin için zorlaşacağı anlamına geliyordur | Open Subtitles | قد يعني هذا أنّ الأمور ستكون أكثر صعوبة عليك لبعض الوقت |
Yani, bunu bu şekilde kısa bir süreliğine yaparsak sonunda bizi daha güçlü gösteren bir davranışsal sonuca ulaşabilir miyiz? | TED | مثل، هل من الممكن أن تفعل هذا السلوك لمدة قصيرة ثم تشعر فعلياً بمخرجات هذا السلوك الذي يجعلك تبدو اكثر قوة؟ |
En önemli üç duygu, dehşet ve merak, bir süreliğine de olsa herkes fiziken birbiriyle bağlantılıydı. | TED | الأحاسيس الثلاثة الأكثر أهميّة، الروعة و الاعجاب، لقد اتّصل جميع الحاضرين هنا مع بعضهم البعض جسديا لمدة دقيقة. |
Sadece kısa bir süreliğine, sağlığı için, canım. | Open Subtitles | لمدة قصيرة من الزمن، من أجل صحته، عزيزتي. |
Keşke bir süreliğine sizin mizacınızı ödünç alabilsem. | Open Subtitles | ليتني أستطيع استعارة طبيعتك لوقت ما ياكابتن |
Kısıtlı bir süreliğine, tamamı otomatik olan fiber-optik kontrol sistemini bedava sunuyoruz. | Open Subtitles | لوقت محدد نقدم تطوير مجاني للمنظومة الاوتوماتيكية الكلية نظامتحكمالأليافالضوئية. |
Ama aslında iyiyim. Bir süreliğine kendi başıma olmak harika olacak. | Open Subtitles | ولكني في الواقع على مايرام سيكون رائعاً أن أكون بمفردي لفتره |
Ama gangsterler asla değişmezler. Sadece bir süreliğine dururlar. | Open Subtitles | لكنّ المتمرّد لايتوقّف بل يأخذ فترة استراحة |
Şimdi ilk olarak ışığı açmak istiyorum ve sadece ışığı açacağım, bir süreliğine. ve cihazdaki göstergenin sağa doğru hareket ettiğini fark edeceksiniz. | TED | الان ما اريد فعله هو تشغيل الضوء فقط سوف اشغل الضوء بتلك البساطة للحظة وما سوف تلاحظون هو تحرك المؤشر نحو اليمين |
Bu tablo, dünyanın farklı yerlerinde 15-24 yaş arası insanların sayısını gösteriyor. Bir süreliğine şu mavi çizgiye odaklanmanızı istiyorum. | TED | أنا أريكم عدد الأشخاص ما بين 15 و 24 سنة في مختلف أنحاء العالم والخط الأزرق هو ما أريدكم أن تركزوا عليه لبرهة |
Geçen yıl bir süreliğine burada görev yaptığı için giriş yetkisi vardı. | Open Subtitles | هو مصرح له بالدخول لأنه عُين هنا لفترة قصيرة خلال العام الماضي. |
En azından bir süreliğine sana ilgilenecek bir şey verdim. | Open Subtitles | وأعطيتك ما تهتم به أو على الأقل لوهلة من الزمن |
İzin ver. Rahat bırak kendini. Bir süreliğine gözlerini kapa. | Open Subtitles | فقط استرح ، سلم نفسك لها و اغمض عينيك للحظات |
Bakın, sizi uzun süreliğine hapse görderecek kadar kanıt var elimde. | Open Subtitles | انظر، لديّ ما يكفي عليكَ لأسجنكَ لمدّة طويلة. |
Bir süreliğine var olan açıklık. | Open Subtitles | ما هو المدخل؟ فرصة تكون موجودة ولكن لدقيقة |
Bir süreliğine vuramaz. | Open Subtitles | هو لن يقوم بضرب الطابات هو لن يقوم بضرب الطابات لحين هذه الفترة |
Sonuç olarak, geçici süreliğine tutuklandı ve ülkeden kanunsuz bir şekilde sınır dışı edildi. | TED | و نتيجة لذلك، تم اعتقاله مؤقتاً و نفيه خارج البلاد. |
Müdahale olayına bir süreliğine ara verelim çünkü ortalıkta çok fazla şey dönüyor ve ben takip etmekte biraz zorlanıyorum. | Open Subtitles | التدخل لثانية لان الكثير منه يرمى في الارجاء الآن 726 00: |