Şu anda geçerli kaos durumu sonsuza kadar sürmeyecek bir düzen gelmesi gerek. | Open Subtitles | هذا الوضع الحالى من الفوضى لن يدوم للابد يجب ان يكون هناك نظام |
Senin de bildiğin üzere mantarın etkisi sonsuza kadar sürmeyecek. | Open Subtitles | و تعرف طبعاً أنّ هذا الفطر لن يدوم إلى الأبد. |
"Biliyorsun, bize ne olduğunu farketmeleri çok uzun sürmeyecek." | Open Subtitles | اتعرف, لن يأخذ منهم وقت ليصوروا ماذا حدث لنا |
Henüz koşup zıplayamıyor ama... uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | . لا تقدر على الجري والقفز بعد ولكن لن يستمر الأمر كثيرا |
Baylar ve bayanlar, çok uzun sürmeyecek. Bu hayatımın en güzel günü. | Open Subtitles | أيها السيادات والسادة، لن أتأخر طويلاً، إنه أفضل يوم بحياتي. |
Vampirlerin görsel algıları çok farklıdır bu yüzden, aslında birkaç saat sürmeyecek. | Open Subtitles | الإدراك البصري لدى مصاص الدماء أفضل بكثير من الوضع العادي, لذا لن يستغرق الأمر ساعات بالضبط |
-Yarın. -Çok uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | ـ غداً ـ إن الأمر لن يستغرق أكثر من دقيقة |
Ve bazıları çok ilginç şekilde hâlâ yakıt hücreleri peşinde ama bence bu fazla uzun sürmeyecek. | TED | والبعض لا يزال يدعم خلايا الوقود بشكل مدهش، لكنّي أعتقد أن ذلك لن يدوم طويلًا. |
Şu anki kaos durumu sonsuza kadar sürmeyecek. | Open Subtitles | هذا الوضع الحالى من الفوضى لن يدوم للأبد |
Bir an için şu halinden 2.000 kat parlak olacak ama bu pek uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | لحظات قليلة موجزة ، سيكون من 2،000 أضعاف مشرق لأنها الآن ولكن ذلك لن يدوم طويلا. |
Şimdi bu biraz acıtabilir, ama uzun sürmeyecek. Yere uzanın. | Open Subtitles | الآن ، هذا قد يؤذي قليلاً لكنه لن يأخذ مدة طويلة |
Sadece işbirliği yapalım. Zaten fazla uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | لنتعاون جميعنا فحسب، لن يأخذ الأمر وقت طويل على أي حال. |
Biraz zamanın var mı? İşim uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | الديك بعضا من الوقت فما اريده لن يأخذ الكثير من وقتك |
Wraith'ler dağınıklık içindeler, ama bu o kadar uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | الأشباح في حالة من الفوضى ولكن ذلك لن يستمر الى الأبد |
Uzun sürmeyecek. Annemi görüp geleceğim. | Open Subtitles | حسناً ، لن أتأخر سأذهب لأرى أمى فحسب |
Uzun sürmeyecek, ayrıca çok heyecanlanacağınızı biliyorum. | Open Subtitles | لن يستغرق الأمر طويلا، و أعدكم أن الأمر سيكون بغاية التشويق بالنسبة لكم. |
Herkes sessiz olsun. Çok uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | ليلتزم الجميع الهدوء هذا الأمر لن يستغرق طويلاً |
Ve bu çok uzun sürmeyecek, çünkü 8 gün sonra döneceğim. | Open Subtitles | ولن يطول الأمر كثيراً لأني سأعود خلال ثمانية أيام |
Bak, uzun sürmeyecek. Sadece bir şeyi bulmam gerek. | Open Subtitles | لن أبقى طويلاً عليّ العثور على أمر وحسب |
Dinle. Burada çok kalamayacağım. Beni buraya getiren sihrin etkisi uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | أسمع أنا لن ابقي هنا طويلاً التعويذة التي جلبتني لن تدوم |
Eğer sonunu yakalamak istiyorsan, tam zamanında burada olduğunuzdan emin olun çünkü uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | اذا كنت تريد مشاهدة النهاية عليك الانضمام لنا في نفس التوقيت غدا لأن المباراة لن تستمر طويلاً. |
Marshall tanıdığım insanlar içinde, en iyilerinden biri ve birinin bunu fark etmesi çok uzun sürmeyecek, ve sen onu sonsuza kadar kaybedeceksin. | Open Subtitles | مارشالمنأفضلالأشخاصالذينأعرفهم، و لن يطول الوقت ليدركشخصآخرذلك ، وستخسرينهللأبد. |
Her neyse, çok uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | ومع ذلك. لن أستغرق وقتاً طويلاً. |
Şuradaymış. Araba çalışır halde beklesin. İşim uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | انه هناك ابقي السيارة شغالة, انا لن اغيب كثيراً |
Size söz veriyorum çok uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | أعدكم أن هذا لن تستغرق وقتا طويلا على الإطلاق. |
Roger, bottan sen sorumlusun. Burada kal, uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | "روجر" أنتَ مسئول عن القارب إبقى هنا لن نتأخر |