Bu geceyi Süslü bir otelde geçirelim ve küvetten hiç çıkmayalım. | Open Subtitles | فلنمضي الليلة في فندق فاخر و لا نخرج من الحمام ابدا |
Arkadaslarinla Süslü bir lokantada otururken bundan bahsettigini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ما تتحدث عنه عندما تخرج مع أصدقائك إلى مطعمٍ فاخر |
Bahse varım kapağında heykelcik olan Süslü bir mücevher kutusuna saklamıştır. | Open Subtitles | واثق من أنها إحتفظت به بصندوق مجوهرات فاخر النوع الموجود تمثال على غطائه |
Büyük bir çiftliğinin, Süslü bir havuzunun olması onun iyi bir adam olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنه أصبح مزرعة كبيرة و بركة مبهرجة لا يعني هو رجل لطيف! |
Süslü bir ejderha anahtarını masasının üzerine çıkardı. | Open Subtitles | أنه جذب مفتاح التنين المزخرف من مكتبه |
A - Süslü bir kıyafet giyiyor? ... ...ve B | Open Subtitles | مّن الشخص الذي يرتدي زي البطل ولا يستخدمه؟ |
Çok nadir bulunan Süslü bir hançerdir. | Open Subtitles | أي خنجر مزخرف نادر جداً لذا، ماذا تعتقد، جون تشين؟ |
Demek istediğim, her adamın büyük bir evi olabilir, Süslü bir arabası ya da altın dişleri de. | Open Subtitles | اقصد ،كل رجل يمتلك منزل كبير او سيارة فارهة او سن ذهبية |
Çünkü kimse Noel hediyesi olarak Süslü bir kalem vermek istemez tabii bir kitapçıda büyümedikleri ve yazılanlara derin bir saygı duymadıkları sürece. | Open Subtitles | لأن لا أحد يريد أو يعطي قلم فاخر كهدية عيد ميلاد إلا لو تمت تنشأتهم في متجر للكتب |
İhtiyacın olduğunu düşündüğün her neyse mesela bir iş, altın yıldız mavi kurdele, Süslü bir masa havalı bir çalışma odası işler pek öyle değil. | Open Subtitles | أياً يكن ما تعتقدين أنكِ تحتاجينه كذلك العمل أو النجمة الذهبية, الشريط الأزرق, مكتب فاخر, منصب جميل, |
Sen ve ben gerçekten Süslü bir restorana gittik ve garson geldi, garson senin babandı. | Open Subtitles | أنا عندما ذهبت إلى هذا فاخر مطعم و النادل جاء وكان والدك. |
En önemli kişiler buradayken kim belediye binasında Süslü bir parti ister ki ya? | Open Subtitles | من يحتاج لحفل فاخر في مبنى البلدية طالما أحب الناس هنا؟ |
Süslü bir şey değil... ama diğer komşularla tanışmak için... harika bir fırsat. | Open Subtitles | أوه، لا شيء فاخر ولكنها ستكون فرصة مثالية للقاء بعض الجيران الآخرين |
Ne Süslü bir gömleğin var. | Open Subtitles | من المؤكد أن هذا قميص مزخرف فاخر |
Süslü bir elbise partisiyle kutlamaya karar verdi. | Open Subtitles | قررت أن تحتفل فيه بحفل أزياء فاخر |
Yani temelde, prim için kullanılan Süslü bir kelime? Gördün mü işte? | Open Subtitles | إذا,أساساً العلاوة هي كلمة مبهرجة, |
Ben yokken Süslü bir şeyler istemiş. | Open Subtitles | بينما كنت ذاهباً هي طلبت تسريحة مبهرجة |
Süslü bir ejderha anahtarını masasının üzerine çıkardı. | Open Subtitles | أنه جذب مفتاح التنين المزخرف من مكتبه |
- Süslü bir kıyafet giyiyor? ...ve B - Hiçbir işe yaramıyor? | Open Subtitles | مّن الشخص الذي يرتدي زي البطل ولا يستخدمه؟ |
İkincisi ise ağır mı ağır, Süslü bir şekilde oyulmuş ve sıkıca kapatılmış bir kutuydu. | TED | والثانية هي صندوق ثقيل، مزخرف بالنقوش، وثقيل الحمل- ومغلق بإحكام. |
Herif herhalde büyük Süslü bir arabası olduğunu, pompayı kapatabileceğini sanıyor. | Open Subtitles | مغرور متعالي، يعتقدُ بما أن لديهِ سيارة فارهة فيستيطعُ أن يسدَ بها الطريق. |