Kaçışı olmayan bir adada sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | أنتَ عالقٌ على جزيرةٍ طافية بلا مهرب |
Şimdi sen de burada sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | ؟ الآن أنت عالقٌ هنا. |
Ruhsuz adam ile sıkışıp kaldın. Bu yüzden benimle çalışmaya alışsan iyi olur. | Open Subtitles | أنت عالق مع رجل بلا روح لذا بإمكانك العمل معي |
Yapmayacağın için sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | بل أنت عالق لأنك لا ترغب بذلك. |
Bu benim hatam, bu fare deliğinde sıkışıp kaldın Jess. | Open Subtitles | إنه خطأي أنك عالقة في جحر الفأر هذا |
Acınacak hâldeki 20'liğinle orada sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | إنّك تملك مدى مثير للشفقة مع .ذلك العيار 20 الذي تستخدمه بالأعلى |
Sen araya sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | أنت عالق في الوسط |
sıkışıp kaldın artık buraya. | Open Subtitles | أنت عالق بالجزيرة الأن |
İşte bu yüzden sıkışıp kaldın, Paul. | Open Subtitles | لهذا السبب أنت عالق يا بول |
Kamplarda mı sıkışıp kaldın? | Open Subtitles | إذن أنتي عالقة في هذه المخيمات؟ |
Bu korkunç aşk üçgenine sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | انت عالقة في مثلث الحب |
Bonnie geri dönmüş. Selam. 1994'te sıkışıp kaldın sanıyordum. | Open Subtitles | ويلاه، يا إلهي، عادت (بوني)، مرحبًا، ظننتك عالقة في عام 1994. |
Acınacak hâldeki 20'liğinle orada sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | إنّك تملك مدى مثير للشفقة مع ذلك العيار 20 الذي تستخدمه بالأعلى. |