Her şeyde çok verimli ve sıkı çalışır. | Open Subtitles | أو بكفاءة ، هو فقط يعمل بجهد في كل شيء |
Kumarhane benimle aynı tarafta olmak için sıkı çalışır, bu yüzden onlara haftasonu kimin girip kimin çıktığıyla ilgili sorun çıkarmam. | Open Subtitles | الكازينو يعمل بجهد ليبقى على جانبي الطيب لذا لا اقوم بمشاكل للقوم الذين يلقون نظرة دقيقة عن المكان هناك طوال عطلة نهاية الأسبوع |
NCIS ajanları sıkı çalışır ve güvenli yaşar. | Open Subtitles | ماهي القاعده ؟ عملاء التحقيقات الجنائيه البحريه يعملون بجد وحذر |
Porno endüstrisi hakkında istediğini söyle, onlar sıkı çalışır. | Open Subtitles | تلك هي تجارة الاباحة... انهم يعملون بجد |