Göz kampanyası için yaptığı teklif çok sıkıcıydı. Sanırım işi bitti. | Open Subtitles | كانت حملتها للعين مملة جداً أعتقد أنها أصبحت في فعل كان |
Çünkü gerçek hayatta her günüm bir çöpçü, pizzacı ya da gazeteci kadar sıkıcıydı. | Open Subtitles | لأنه في الواقع كانت حياتي اليومية مملة جدا مثل أي قذارة |
Of ya, görmüştüm. George Harrison'un evinde güvenlik görevlisi olmaktan bile sıkıcıydı. | Open Subtitles | لقد ذهبت الى احدهامره انه ممل اكثر من عندما كنت رجل امن عند جورج هاريسون |
Mekanı gerektiği gibi yapamamışlar. Gerçekte iki kat sıkıcıydı. | Open Subtitles | لم يصور المدينة كما ينبغي ممل أضعافاً في الواقع |
Çok sıkıcıydı. Herkes uyukluyordu. | Open Subtitles | كان ذلك الاجتماع مملاً كان الجميع يؤمئ برأسه |
Bilirsiniz, bana göre sadece sıkıcıydı. | TED | كنت أعتقد بأنه كان مملا تماما |
Birçoğu fazlasıyla sıkıcıydı. | Open Subtitles | كانت معظمها مُملة للغاية. |
Ben de ticarete atıldım ama çok sıkıcıydı. | Open Subtitles | لذلك اتجهت إلى الأعمال الأعمال مملة جداً |
Hayatım sıkıcıydı bende büyük bir şeyler yapmak istedim! | Open Subtitles | لقد كنت أعيش حياة مملة جداً لقد اردت أن أصنع شيئاً كبيراً |
Röportaj fena değildi. Gerçi biraz sıkıcıydı. | Open Subtitles | أها , لقد سارت الأمور على ما يرام مملة إلى حد ما |
Siz buraya taşınmadan önce hayat saçma ve sıkıcıydı. | Open Subtitles | أتعلمون الحياة كانت مملة قبل أنتسكنونهنا. |
Geçen cuma için de bunu söylemiştin ve çok sıkıcıydı. | Open Subtitles | هذا ما قلته الجمعة السابقة وقد كانت مملة جداً |
O kadar sıkıcıydı ki, uyanık kalmak için broşür okumak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد كان ممل واضطررت لقراءة الكتيّبات فقط لكي أبقى مستيقظة |
O kadar sıkıcıydı ki, tanımın yarısında içim geçti. | Open Subtitles | بصراحة ، كان هذا ممل جداً أومأت برأسي موافقاً في منتصف الطريق من خلال الوصف |
"tatlım, daha önce de bir düğüne geldik. Çok sıkıcıydı." dediler. | Open Subtitles | معذرة يا حبيبتى ، فلقد حضرنا زفافك مرة قبل ذلك" "و قد كان ذلك ممل نوعاً |
Fakültedeki ilk yılım sıkıcıydı. | Open Subtitles | إن عامى الأول فى كلية الفنون كان مملاً على أقل تقدير |
Üzgünüm. O kadar sıkıcıydı ki, rüya görmeye başladım. | Open Subtitles | آسفة لقد كان ذلك مملاً لدرجة أنني بدأت أحلم |
Adını biliyorum. Adam çok sıkıcıydı. (EN: | Open Subtitles | انا اعرف هذا الاسم.لقد كان مملا. |
Sana gerçeği söyleyeceğim. Buraya geldim çünkü parti çok sıkıcıydı. | Open Subtitles | الآن سأقول لكِ الحقيقة ، جئت إلى هنا لأني كنت مضجراً من الحفلة |
Kilisedeki ilk bölümde yapacak çok şeyim vardı ama karakter sıkıcıydı. | Open Subtitles | .لديّ الكثير لأفعله في الكنيسة، لكن شخصيّتي كان جدّ مملّة |
-Bence sıkıcıydı. | Open Subtitles | -ظننت أنّهُ مُمِل . |
Ya da belki de söyledi de, o kadar salak ve sıkıcıydı ki dinlemiyordum her türlü, onun suçuydu çünkü çok salaktı ve ondan nefret ettim. | Open Subtitles | وربما أخبرني، ولكنه كان غبي وممل ولم أستمع له في الحالتين، هذا خطأه |
- Bekle bir dakika, ne? Bir dakika önce ayak izleri sıkıcıydı, şimdi umut verici mi oldular? | Open Subtitles | منذ دقيقة مضت آثار الأقدام كانت مضجرة والآن أصبحت واعدة |
Biraz sıkıcıydı. Şakalarım pek tutmadı. | Open Subtitles | كانت محاضرة رتيبة نكاتي لم تنفع في تطرية الأجواء |
Siz olmadan çok sıkıcıydı buralar! | Open Subtitles | كان كل شيء مضجر من دونك |