Vücudunuzdaki veya bir bitkinin gövdesindeki her hücrede mevcut olan kromozomlara sıkıca bağlıdırlar. | TED | وهي ملتفة بقوة بشكل كروموسومات موجودة في كل خلية من جسمكم أو جسم النبات. |
Burada dölyataği iç zarına (endometriyum) sıkıca tutunması için yaklaşık üç güne ihtiyacı var. | TED | هناك تحتاج إلى ثلاثة أيام أو أكثر لتلتصق بقوة في بطانة الرحم البطانة الداخلية للرحم. |
Sonra başka bir lastik de testis torbasına sıkıca tutturulur. | TED | ومن ثم يتم تطبيق آخر الشريط إلى كيس الصفن، بإحكام. |
Eğer parmağının etrafına bir teli sıkıca dolarsan parmağını morartabilirsin. | Open Subtitles | لو ربطت خيطاً حول إصبعك بإحكام فسيتحول إلى اللون البنفسجي |
kafamda taşımaya alıştığım sıkıca sarılmış kablolar artık çıkarılmıştı. ve ben berrak biçimde düşünebiliyordum. | TED | كان ذلك رغم نزع تلك الأسلاك الملفوفة باحكام عن دماغى و كنت أستطيع التفكير بوضوح. |
Yine de onu bırakmadım, sıkıca tutunuyorum. | Open Subtitles | و رغم هذا لم اتركه و لازلت متمسكة به بقوة |
Öyleyse botunu giyip sıkıca bağla. | Open Subtitles | حسنا ضمده بقوة و دعني أرتدي حذائي أربط بقوة |
Ve başka bir tane daha koy aceleyle. sıkıca it. Şimdi dansa hazırsın. | Open Subtitles | ثم تلقمين المخزون بسرعة تحركينه بقوة فتصبحين جاهزة لآطلاق النار |
Şimdi unutma, uzaklık için topa yumuşak ama sıkıca vurmalısın. | Open Subtitles | الآن تذكري، في المسافات، عليك أن تمسكي المضرب بلطف، لكن بقوة أيضا |
Omzuna sıkıca dayamazsan köprücük kemiğini kırar. | Open Subtitles | لكن اسندها بقوة الى كتفك او ستكسر عظم الترقوة |
Ceketini sıkıca kavradı -- kanı gizlemek için bağladı. | TED | شددت على سترتها في الحقيقة، هي شدت سترتها بإحكام حولها لتغطية الدم |
Biraz kadınsı gelirdi bana, bir elbise gibi, bu çanta gibi pantolon parçası var, düşmesinin yaratacağı utançtan korunmak için gerçekten de sıkıca bağlamanın gerekiyor | TED | كنت أشعر بالغرابة منها لانها يبدو و كأنها فستان إناث ولديها جزء فضفاض كان يجب ربطه بإحكام من هنا لتجنب الإحراج إن سقطت |
Olası bir rahatlama pencereye uzanan hayaletimsi bir kadın tarafından sıkıca tutulan lambadan geliyor. | TED | ينبعث بعض الارتياح المُحتمل من مصباح تحمله امرأة شاحبة بإحكام خارج نافذتها |
Bu düşünceyle özümsediğim utancın filizlerinin içimde nasıl sıkıca sarıldığını gördüm. | TED | وبهذا التفكير، استطعت أن أرى كيف ملفوفة بإحكام في محلاقتي التي بطنت الخزي الذي كنت عليه. |
Tamam onu taze ve güzel durması için sıkıca tutun kalbinizede yakın dursun şöylece. | Open Subtitles | لفها بإحكام لتبقى طازجة وابقها قريبة من قلبك |
Şimdi orada kaşlarını çatmış gözlerini sıkıca kapatmış ve dişlerini gıcırdatarak... ve de parmakların sanki bir pistonmuşçasına sürekli sandalyenin koluna vurarak oturmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | وانت تجلس هناك عابسا ,وعيونك مغلقة باحكام, وتضغط على اسنانك, |
sıkıca bağlansak ve Roci'ye sert bir dönüş yaptırsam nasıl olur? | Open Subtitles | كيف 'نوبة نحن حزام في ضيق وأضع روسي في تدور الصعب؟ |
Bir saniye sonra büyük bir başparmağı ve iyice nasırlı bir işaret parmağı ile testis torbasını avcunun içinde sıkıca tutuyor. | TED | في ثانية الإبهام والسبابة الكبيرة تصلبوا بشكل جيد، وكان لديه كيس الصفن، يمسكه بحزم في قبضته، |
"Sonra elinizle tığı aynı anda döndürerek, sıkıca göz akının içine girip tığı boşluğa ulaşmış hissedene kadar içeri itin. " | Open Subtitles | وهكذا ثم اغمد الإبرة بقوّة للداخل في نفس الوقت تدوّرها بيدك حتى تخترق بياض العين وتشعر بوصول الإبرة لفراغ |
Önce sen bununla benim yüzümü sıkıca sarmala sonra da ben senin yüzünü. | Open Subtitles | أنت أولاً .. خذيه و لفيه بأحكام حول وجهي ثم سألفه أنا حول وجهك |
Bu mekan, sizin araştırmanızdan sonra sıkıca mühürlendi. | Open Subtitles | المكان كان محكم حتى بعد قيامكم بفحص المشهد |
Sonra bu köşeyi sıkıca tutturun, bazen sizi ittirip, "hayır, teşekkürler " derler | Open Subtitles | فلتأخذي هذا الركن .وتربطي بشده وبعض الأحيان يدفعوكي للخلف ويقولون لكِ |
Adamotunu sıkıca tutup hızla çekiyor ve saksıdan çıkarıyorsunuz. | Open Subtitles | تمسكون بنبتة اللقاح بثبات وتسحبونها بقوة من الإناء أفهمتم؟ |
Yukarı kaldır, sağa çek ve sıkıca çekmeyi dene. | Open Subtitles | يجب ان تدورة لليسار, اسحبة لليمين و اعطة ضغطة ثابتة. |
sıkıca tut ve şurayı aç. | Open Subtitles | امسّكي هذا وإفتحْه. |
sıkıca kapat, tamam mı? | Open Subtitles | واصل الضغط عليه بإحكام، اتفقنا؟ |
Ellerine buraya koy ve sıkıca bas. | Open Subtitles | ضع يدك هنا واضغط عليها بشدة |
Bu tamamen sıkıca, disiplinli bir organizasyon,... bir çok hücresi merkezi liderlik olmadan... hareket etme becerisine sahip. | Open Subtitles | إنها منظمة مُحكمة التنظيم ولديها خلايا عديدة قادرة علي العمل بأستقلال عن المركز |