ويكيبيديا

    "sıklıkla" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • غالباً ما
        
    • الغالب
        
    • غالبا ما
        
    • في كثير من الأحيان
        
    • غالبًا ما
        
    • أغلب الأحيان
        
    • عدد المرات التي
        
    • في أغلب
        
    • وعادةً
        
    • وكثيرا
        
    • عادة ما
        
    • عادةً
        
    • ما تكون
        
    • وغالباً
        
    • وكثيراً
        
    Öyküleri, ürpertici bir makullük sunmak için bilimsel öğeleri sıklıkla kullanırdı. TED غالباً ما تستخدم قصصه العناصر العلمية ليضفى نوعاً من الاستحسان الغريب.
    Geç saatte televizyonda bu ayarda bir filmi ne kadar sıklıkla görebilirim? Open Subtitles رجاءً مارج، كم في الغالب يمكنني أن أرى فيلم بهذه المكانة العالية
    Bu zırhlı otoburlar sıklıkla Iguanodon sürülerinin çevresinde bulunurlar muhtemelen karşılıklı korunma için. Open Subtitles آكل النباتات المدرع هذا غالبا ما يعيش بجانب قطعان الايجوندون غالبا للحماية المتبادلة
    Ama daha sıklıkla bu sinyal seviyesi güçlü ya da zayıf olarak tanımlanır. Open Subtitles لكن في كثير من الأحيان, الأتصال يكون موصوف بكل بساطة بالقوة أو الضعف.
    Yüksek ithalat vergileri sıklıkla problemi artırıyor, bazen de arabanın fiyatını ikiye katlıyor. TED غالبًا ما تزيد واجبات الإستيراد المرتفعة من حدة المشكل، بمضاعفة ثمن السيارة أحيانا.
    Bu avcılar, avların sıklıkla bir araya geldiği okyanus akıntıları arasında mekik dokuyor. Open Subtitles هؤلاء الصيّادين يجوبون الحدود بين تيارات المحيط حيث تتجمّع فريستهم في أغلب الأحيان.
    Ama biz bu yetenekleri sıklıkla başkalarını yönlendirmek için kullanırız. Open Subtitles و لكننا غالباً ما نستخدم هذه المهارة في التلاعب بالآخرين
    sıklıkla uzun kuyruklar oluşur gişelerde. TED غالباً ما تنشأ الطوابير عند محطات دفع الرسوم
    Gelecek 10 dakika içinde kendimizi sıklıkla görmezden gelinen hayret verici ve güzel deniz dünyasına daldıracağız. TED في الدقائق العشر المقبلة، سوف نزج أنفسنا في العالم المذهل والجميل لعالم البحر الذي غالباً ما يتم تجاهله.
    Ne sıklıkla birini, ona tavsiye vermeden dinledik? TED كم مرة نحن في الغالب نستمع من غير إسداء النصائح
    Çünkü hayatımla ilgili konuştuğumda sıklıkla şanslı olduğumu söylerim. TED لأني حينما أتحدث عن حياتي انا في الغالب سأقول بأني كنت محظوظة
    Benim yaptığım ise mevcut hükümleri uygulamak, sıklıkla da kullanılmayanları ve müvekkillerim menfaatleri yönünde çalışmak. TED و هذا ما أفعله: أستخدم القوانين الموجودة، في الغالب القوانين غير المستعملة، و أستعملها لمصلحة موكلي.
    Gerçek ve güzellik bilimle ilgisi olmayanlar için sıklıkla anlamsızdır. TED الحقيقة والجمال هي الأشياء التي غالبا ما تكون مبهمة بالنسبة للأشخاص الذين ليسوا في مجال العلوم.
    sıklıkla da insanları şaka yaparak kovardı. TED وكان غالبا ما يقيل الناس من العمل بنكتة،
    sıklıkla, onları korkutmaya yeter. Ama bazen bu tür yerler biraz uzlaşmasız olabiliyor. Open Subtitles في كثير من الأحيان هذا يكفي لاخافته لكن في بعض الأحيان يمكنه التعنت
    tamamı sıklıkla herkese iyilik etme kuralı olarak bilinen kavramda direnmiştir, kendine nasıl davranılmasını istemiyorsan diğerlerine de asla öyle davranma. TED أكدوا جميعًا على ما هو معروف في كثير من الأحيان كالقاعدة الذهبية: عامل الآخرين كما تريد أن يعاملوك.
    ve bu son kısım sıklıkla tarafsızlık prensibi olarak ifa edilir. TED وهذا الجزء الأخير هو غالبًا ما يوصف كمبدأ التجرد.
    Bu yolculuk sıklıkla, anti-kahramanın öldürülmesi ya da kitlenin bir parçası olmak üzere beyninin yıkanması ile son bulur. TED في أغلب الأحيان يتم قتل اللابطولي أو يتم غسل دماغه لكي يرجع منسجماً مع العامة.
    - Ne kadar sıklıkla Dr. Samuels's gidiyormuş? Open Subtitles ما هو عدد المرات التي ترى فيه الدكتور ساميول ؟
    Ama en sıklıkla iki müdahalede bulunabiliyoruz ilaç dozlarını yeniden ayarlıyoruz. TED و يمكننا في أغلب الحالات التدخل بطريقتين, أولا ,نصلح لائحة الأدوية.
    Fakat orada, sıklıkla ifrat ve tefrit birbirine karışıyor. TED لكن هناك تعتبر أدنى من الحد الأدنى للمستويات وعادةً ما تتناقض مع أعلى المستويات.
    sıklıkla sadece birkaç slayt ya da bir filmin parçasını görürüz; ama bu varlıkların bir şey ifade eden sesleri var. TED وكثيرا ما نرى مجرد شرائح قليلة، أو فلم بسيط، لكن لدى هذه الكائنات أصوات تعني شيئاً.
    Günümüzde, siyasi değişikliği sıklıkla, tanımlanmış bölmelerde düşünüyoruz. TED حسنًا، عادة ما نفكر في التغير السياسي في قوالب محددة هذه الأيام.
    Salgınlar sıklıkla bir virüsün hayvandan insana geçmesiyle ortaya çıkar. TED تحدث الأوبئة عادةً عندما ينتقل الفيروس من الحيوانات إلى البشر.
    Kapılar ardında sıklıkla sözlü tacizle karşılaşıyorum. TED وغالباً ما تعرضت للهجوم اللفظي خلف تلك الأبواب.
    Ve sıklıkla, cezalandırılan kişi de tecavüze uğrayan kadının ta kendisidir. Open Subtitles وكثيراً ما يكون نموذج المرأة المغتصَبة هو من يقع عليه اللوم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد