Ölümlü birini sınırdan geçirmek yeterince tehlikeli. | Open Subtitles | تهريب فان عبر الحدود خطير بما فيه الكفاية. |
Sözünü ettiğim iş bir dostumu sınırdan geçirmek. | Open Subtitles | المهمة التي ذكرتها تشمل إحضار صديق عبر الحدود |
Merkez'in tek yapması gereken onları otellerinden alıp sınırdan geçirmek. | Open Subtitles | كل ماعلى المركز بأن يفعله هو بأن يقلهم من الفندق ويأخذهم عبر الحدود |
Onu sınırdan geçirmek için yardımınız lazım. | Open Subtitles | أريدُ مساعدتك في العبور بهِ عبر الحدود |
Ne için? Bir poşet kokaini sınırdan geçirmek için. | Open Subtitles | -لينقل حقيبة كوكايين عبر الحدود |
Kamyonları sınırdan geçirmek için tuttuğum uzmanlardı onlar. | Open Subtitles | لإحضار الشاحنات عبر الحدود |
sınırdan geçirmek. | Open Subtitles | -أن تختفى عبر الحدود |