Sence Sırf sen evliliğinin bittiğini kabullenemiyorsun diye ondan vaz mı geçeceğim? | Open Subtitles | اتظنين أنني سأتخلى عنه فقط لأنك لا تستطيعين تقبل أن زواجك انتهى؟ |
- Ve Sırf sen hiç çalışmadın diye... - Bu çalışamam anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا فقط لأنك لا تملك عمل ، أتعنين أننى لا أستطيع العمل |
Tatlım, Sırf sen sevmiyorsun diye atılmayacak bu. | Open Subtitles | عزيزي هذا الطعام لن يذهب بعيدا فقط لأنك لا تحبه |
Sırf sen bir şeye acayip demen o şeyi acayip yapmaz. | Open Subtitles | فقط لأنك نعت شيئاً بالجنون، فلا يجب أن يكون مجنوناً |
Altı yıldır bugün için uğraşıyoruz sonunda o gün geldi ve Sırf sen Pocahontas ile yat diye bunu mahvetmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لقد كنا نعمل لمدة ست سنوات من أجل هذا اليوم لن أدعك تفسد الأمر لمجرد أنك تنام مع البوكاهنتس التي هناك |
Sırf sen istiyorsun diye müzik çalamayız. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع تشغيل الموسيقى فقط لأنك تريد ذلك |
Yani Sırf sen sinir krizi geçirdin diye bu filmi kaçırayım mı? | Open Subtitles | إذاً من المفترض أن أفوت الفيلم فقط لأنك أصيبت بانهيار عصبي؟ |
Sırf sen olduğun için, birinin dünyayı seni bulmak için alt üst ettiğini düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | أيمكنك أن تتخيل شخصاً يطوف العالم بحثاً عنك ؟ فقط لأنك ما أنت عليه ؟ |
Sırf sen inanmıyorsun diye doğru olacak değil ya. | Open Subtitles | حسنا، فقط لأنك ترفض تصديق شيءلايجعلكهذا محقاً. |
Sırf sen inanmıyorsun diye doğru olacak değil ya. | Open Subtitles | حسنا، فقط لأنك ترفض تصديق شيءلايجعلكهذا محقاً. |
Sırf sen evsahibesini düzüyorsun diye boktan bir partiye daha gitmiyoruz, tamam mı? | Open Subtitles | لن نذهب لحفلة سيئة أخرى فقط لأنك المضيف اتفقنا؟ |
Sırf sen artık Cade ile görüşmüyorsun diye benim de Jessie ile görüşmemem gerekmiyor. | Open Subtitles | فقط لأنك لم تعد صديق كايد فذلك لا يعني ان تتوقف صداقتي مع جيسي |
Sırf sen gerçekten kim olduğunla yüzleşemiyorsun diye bunu benim üstüme atma. | Open Subtitles | فقط لأنك لا تستطيع التعامل مع حقيقتك لا تفرغ غضبك علي |
Bak Dylan, Sırf sen 6. sınıftan beri arkadaşım olmayı bıraktın diye ben de bırakacak değilim. | Open Subtitles | اسمعي يا ديلان، فقط لأنك تركتني في الصف السادس فهذا لا يعني أني تركتك |
Sırf sen yaptığım işi yanlış buluyorsun diye bu işte başarı kazanamaz mıyım! | Open Subtitles | فقط لأنك ترى أني أقوم بعمل شيء سيء لا يعني أني لست بارعا فيه |
Sırf sen Nate'in bu ailenin geleceği olduğuna karar verdin diye mücadele etmeden her şeyden vazgeçmemi mi? | Open Subtitles | أنني سأتخلى عن كل شيء دون قتال فقط لأنك قررت أن نيت هو مستقبل العائله ? |
Sence Sırf sen evliliğinin bittiniği kabullenemiyorsun diye ondan vaz mı geçeceğim? | Open Subtitles | أتظنين انى سأتخلى عنه فقط لأنك لا تستطيعين تقبل ان زواجك انتهى ؟ |
Sırf sen istiyorsun diye intihar görevine mi gidecekler? | Open Subtitles | سيذهبون لمهمة انتحارية فقط لأنك طلبت منهم؟ |
Buraya gelip Sırf sen istiyorsun diye içeri taşınmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | تأتي لهنا وتطلب مني التحرك فقط لأنك ترغب بذلك. |
Sırf sen karının teki ile takılacaksın diye Malibu'ya gitmem ben. | Open Subtitles | أنا لن أذهب لماليبو لمجرد أنك مُتعلقاً بتلك الحمقاء الجميلة |
Sırf sen söyledin diye adamı öldürmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقتل ذلك الحقير لمجرد أنك أمرت بذلك |