ويكيبيديا

    "sırtına" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ظهره
        
    • ظهرك
        
    • ظهرها
        
    • ظهر
        
    • بظهرك
        
    • ظهركِ
        
    • ظهرِه
        
    • ظهركَ
        
    • بظهر
        
    • بظهره
        
    • لظهرك
        
    • ظهرة
        
    • إلى ظهرِكَ
        
    sırtına bir kurşun ve sonra bir daha hiç karşına çıkmaz. Open Subtitles طلقة في ظهره و سنقضي عليه و يبعد عن طريقنا بلحظة
    sırtına bir kurşun ve sonra bir daha hiç karşına çıkmaz. Open Subtitles طلقة في ظهره و سنقضي عليه و يبعد عن طريقنا بلحظة
    Hey, o uydurma sırtına giysi ve masana yemek koyuyor. Open Subtitles مهلا، هذا هراء يضع الملابس على ظهرك والطعام على المائدة.
    Şu elimdeki bıçak keşke sırtına saplı olsaydı. Open Subtitles أنا أمسك بيدى سكين وأتمنى لو أنها غرست فى ظهرك
    Kadın kendisinin adam bıçaklayan halinin kocaman dövmesini yaptırmış sırtına. Open Subtitles اعني , لديها وشم على كامل ظهرها وهي تطعن شخصا
    Ama sonra, Bayamanacao Deminan'a döndü ve Deminan'ın sırtına, burnundaki tütün salyalarını sümkürdü. TED بعد ذلك استدار بايامانوكوا إلى ديمينان، وبصق التبغ من أنفه على ظهر ديمينان.
    İkisi kurbanın sırtına isabet etmiş, biri de yolcu tarafındaki kapıya. Open Subtitles أثنتان في ظهره ومن ثم طلقة اخترقت باب الراكب هنا تماماً
    İçimden bir ses diyor ki daima sırtına bakıp duracağım. Open Subtitles أشعر وكأنّي كنتُ دائمًا ما أحملق في ظهره أثناء مُضيّه.
    Yaşlı adam sırtına güneş losyonu sürdürdü ve sadece akide şekeri verdi. Open Subtitles رجل عجوز جعلني أضع واقي الشمس على ظهره وكل ماحصلت عليه حلوى
    Ayrıca, sırtında da detektörler var. Bu sayede, sırtına ne kadar ayışığı vurduğunu anlayabiliyor. TED ثم يوجد على ظهره مجسات مما يعطيه القدره على الاحساس بكمية ضوء النجوم او القمر على ظهره
    Eminim dolaşık saçların sırtına dökülüyordu. Open Subtitles أراهن انكِ كنتِ تجعلين من شعرك جديلة خلف ظهرك
    Benden kaçarsan, sırtına mermiyi yersin, anladın mı? Open Subtitles إذا حاولت الهرب سأضع رصاصة في ظهرك أتفهمني؟
    Gün gelir de seni yakalarsam buz kıracağıyla ismimi sırtına kazıyacağım. Open Subtitles اسمع أيها الوغد الصغير، في يوم ما، سأمسك بك، وسأنحت إسمي على ظهرك بحفّارة الثلج
    Birisi sırtına şaplak atsa, çırılçıplak kalırsın! Open Subtitles ، لو أن شخصا صفعك على ظهرك و أنت مرتديا بدلة عيد ميلادك
    sırtına bir hedef tahtası koydun ve birilerini ateş etmeye davet ettin. Open Subtitles لقد وضعتم لوحة لتسديد الأهداف على ظهرها ودعوتم شخصاً ما للتصويب نحوها
    Sokaklarda yiyecek bulmak için gezinirdim, ve küçük bir çocuğu gördüğümü hatırlıyorum annesinin sırtına bağlanmış cips yiyordu ve cipsleri ondan çalmak istedim. TED و أمضي في الشوارع بحثاً عن الطعام و أتذكر مشاهدة طفل صغير تحمله أمه على ظهرها يأكل رقائق البطاطا و كنت أريد سرقتها منه
    Aslında sırtına 25 kiloluk ağırlığı koyup kilometrelerce koşmayı sevdi, bir asker olmayı sevdi. TED كما كانت تحب حمل 50 باوندا من الوزن على ظهرها والركض لأميال ، وتُحب أن تكون عسكرية.
    Babamın küçük gümüş bıçağı yeleğinden çıkıp, yağ derinliğini kontrol etmek için bir domuzun sırtına girmeye her zaman hazırdı. Open Subtitles سكين والدي الفضي الصغير متأهب طيلة الوقت للخروج من جيب معطفه لينغرس في ظهر خنزير لقياس عمق الدهون في جسده
    Bir erkeğin sırtına silah dayayarak kabadayılık taslıyorsun. Open Subtitles إنك شديد الخشونة عندما تصوب بندقية علي ظهر رجل.
    Düşünüyordum da, eğer biraz temiz hava almak istersen ve her an sırtına bir bıçağın saplanacağı korkusuyla yaşamaktan bıktıysan benimle çalışabilirsin. Open Subtitles وأني فكرت أنك لربما تحتاجين لبعض الهواء النقي وأفضل من أن تخافي من الطعن بظهرك تستطيعي المجيئ والعمل معي
    Dön de sırtına biraz daha losyon süreyim. Open Subtitles استدرِ وسأضع لكِ بعض من مستحضرات السمرة على ظهركِ
    Bu parçalardan birkaçını sırtına girmiş halde buldum. Open Subtitles وَجدَ عِدّة هذه القِطَع سَكنتْ في ظهرِه.
    Kartallarla pek bir haşır neşir olduğundan sırtına bir Kan Kartalı çizeceğim. Open Subtitles منذ اقترنت بالنسور، سأرسم نسرّ بالدم على ظهركَ...
    Ekmek ayının sırtına çarptı ve orada kaldı. Open Subtitles أصطدمت قطعة الخبز بظهر الدب وألتصقت هُناك.
    Bu ufaklık sanki midesi sırtına yapışmış gibi yemek yiyor. Evet. Open Subtitles هذا الصغير كان يأكل وكأن سرته كانت ملتصقة بظهره
    O Aktaion elemanı dün gece sırtına silah dayamıştı. Open Subtitles وكان لهذا الرجل Aktaion ل بندقية لظهرك الليلة الماضية.
    Shelton sırtına ağda falan mı yaptırıyor? Open Subtitles إذن, هل شيلدون يقوم بنزع شعر ظهرة في الداخل أم ماذا؟
    sırtına çok şiddetli bir darbe yemişsin. Open Subtitles تَحمّلتَ a ضربة جدّية إلى ظهرِكَ الأعلى.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد